Hâmilelik Ve Kan Grubu

Her Hâmilelikte Kan Grubunu Sormanın Önemi Nedir? Kan Uyuşmazlığı Ne Demektir?

Her insanın, genetik özelliğine göre belirlenen 100’den fazla kan grubu olmasına rağmen, kan grupları genel olarak A, B, 0 sistemiyle isimlendirilir. Her fert; A, B, AB veya “0” kan gruplarından birine sahiptir. İnsan vücudunda ortalama 3,5 - 4,5 milyon kırmızı kan hücresi bulunur. Bu hücrelerin yüzeylerinde bulunan ve “antijen” adı verilen maddelere göre bu gruplandırma yapılır. Antijenler, insanın savunma sistemini harekete geçiren özel proteinlerdir. A antijeni A kan grubunu, B antijeni B kan grubunu, A ve B antijeni birlikte AB kan grubunu belirler. “0” kan grubunda ise, ne A, ne de B antijeni bulunmaz.

Kan gruplarını özelleştiren önemli bir antijen de Rh antijenidir. İnsanların %85’inin kanı Rh antijenine sahiptir. Yani Rh (+) pozitif olarak adlandırılırlar. Rh antijeni olmayanlar daha azınlıkta olup Rh (-) negatif olarak isim alırlar.

Her anne adayının ve eşinin kan grubu mutlaka sorulmalıdır. Anne Rh (-), baba Rh (+) olduğunda, bir çeşit “kan uyuşmazlığı” tablosundan bahsederiz. Bu durumda çocuğun kan grubu %50 veya %100 Rh (+) olacaktır. Bebeğin kan grubu tespit edilmediği hâlde de kan uyuşmazlığı tablosu var kabul edilir. Bebek Rh (+) ise, annenin kanına karışan çok az miktarda kan ile (=0,1 ml) annenin bağışıklık sistemi harekete geçerek; bu yabancı hücrelere karşı “antikor” adı verilen maddeler üretmeye başlar. Anne kanına 0,1 ml bebek kanının geçişi, genellikle doğum sırasında plasentanın, yani “bebek eşi”nin ayrılması esnasında veya doğum sırasındaki yırtıklardan olabilir. Anne kanında oluşan antikorlar, genellikle ilk hâmilelikte bebeğe pek zarar vermezler. Zira antikor oluşumu doğum esnasında ve müteâkiben olmaktadır. Ancak ikinci hâmilelikte risk artmıştır. Antikorlar, plasentadan bebeğe geçerek, onun kan hücrelerini öldürmeye başlar. Bu antikorların miktarına bağlı olarak, bebek; kansızlıktan, anne rahminde ölüme kadar gidebilen ciddî bir hastalık tablosuyla karşı karşıya kalır. Canlı doğarsa, ciddî bir sarılık tablosu, kalıcı zekâ geriliği ve sağırlık, kalp yetmezliği, karaciğer ve dalak büyüklüğü, ödem meydana gelir. Bebeğin eşi (plasenta) şiş (ödemli), büyük ve soluk renkte olur. Anne kanı bir kez uyarıldıktan sonra geriye dönülmez bir şekilde bebeğin kan hücrelerine karşı antikor üretecektir. Bu sebeple uyarılmanın oluşmaması önemlidir.

 

Kan uyuşmazlığı tablosuna karşı ne yapılabilir?

 Kan uyuşmazlığında korunma önemlidir. Her şeyden önce evli çiftlerin, hâmilelik öncesinde kan gruplarının tespiti ile çok ciddi bir hastalığın önüne geçilebilir. Normal şartlarda plasentanın özellikli yaratılışı sayesinde anne ve bebek kanı birbirine karışmaz. İlk bebeğin kan uyuşmazlığı tablosundan etkilenme oranı düşüktür (%1-2). Uyarılma doğum sırasında anneye bebeğin kanının geçmesiyle olabileceği gibi, yanlış yapılan kan nakilleri, kan ile bulaşık cerrâhî âletlerle girişim de bu tür bir uyarılmaya sebep olabilir.

-Sonuç olarak anne-baba kan grubunun tespiti, yapılabilecek en basit ve en ucuz işlemdir.

-Rh (-) olan her anne, hâmileliğin başında özel testlerle antikor açısından incelenmelidir.

-Eğer Rh uyuşmazlığı mevcutsa, bu testler belli aralıklarla tekrar edilmelidir.

-İlk hâmilelikte 28. haftada koruma iğnesi yapılabilir.

-Doğumdan sonra bebek kanı Rh (+) ise, anneye 72 saat içinde koruma iğnesi yapılır.

-Anne hâmilelik esnasında duyarlı hâle gelmişse, bebek büyük risk altındadır. Hâmileliğin ilerleyen aylarında anne kanındaki antikor düzeyi test edilir. Yüksek çıkıyorsa, bebeğin sağlığı uzmanlarca özel tâkibe alınmalı ve uygun tedâvî yapılmalıdır.

-Eğer düşük meydana gelmişse ve bebek 3 aydan büyükse, anneye koruma iğnesi tam doz; 3 aydan küçükse, koruma iğnesi düşük dozda yapılır.

-Tıbbî zorunluluk sebebi ile anne rahmine yapılan bir müdâhale işlemi varsa, müdâhaleden önce koruma iğnesi yapılır.

 

PAYLAŞ:                

Betül Nefise İnal

Betül Nefise İnal

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle