Gezi Notları Anadolu’da “Şebnem” Günleri

Şebnem Dergisi olarak okuyucularımızla buluşmaya, kaynaşmaya özel bir önem veriyoruz. Bu sebeple fırsat buldukça dergimizin ulaştığı şehirlere seyahatler düzenledik, düzenliyoruz.

Geçen senelerde başlayan bu okuyucularımız ile buluşma günlerimiz, Manyas, Karaman, Konya, Adapazarı, Akhisar’ın (Manisa) ardından bu yıl da Karabük (Safranbolu), Zonguldak ve Erzurum ile devam etti. Her biri bizde ayrı intibâlar ve güzel hâtıralar bırakan bu ziyaretlerimizden, sadece en son ikisini zikretmek istiyoruz.

Bu seneki ilk ziyaretimiz, 21-22 Mart tarihlerinde Karabük şehrine idi. Karabük, yeni kurulmuş bir şehir… 1937 yılında temelleri atılmış bulunan demir çelik fabrikası, buranın gelişmesine öncülük etmiş. 1941 yılında Safranbolu ilçesine bağlı bir bucak olan Karabük, 1953’te Zonguldak iline bağlı bir ilçe, 1995’te de civar ilçelerin birleştirilmesiyle Türkiye’nin 78. ili olmuş.

Şu an Karabük’e bağlı şirin bir ilçe olan Safranbolu, pek çoğumuzun kulağına âşinâ olan bir kelime… Eski, tarihî, güzel ve bakımlı evlere sahip bu ilçemizde kurulmuş bulunan Sultantepe Kız Kur’ân Kursu’nun dâvetlisi olarak bu şehre gittik. Bu seyahatimizde Şebnem Yayın Kurulu’ndan çok değerli yazarlarımız Halime Demireşik, Kevser Atar, Nihan Kandemir ve Ayşegül Zobi vardı. Ayşegül Hanım, hem ev sahibi, hem de misafirdi. Çünkü kendisi, bu kursun başlangıcından itibaren görev almış, hizmet etmiş bir hocahanımdı. Aynı zamanda da Şebnem Dergisi’nin yazarı ve yayın kurulu üyesiydi. Bize gerek programlar, seminerler hususunda, gerekse şehrin tanıtımı ve ziyaretler hususunda çok yardımcı oldu. Ona ve Safranbolu’da bize evlerini ve gönüllerini açan bütün değerli kardeşlerimize minnettarız. Burada hem hanımlara, hem de kurs talebelerine yönelik programlar oldu. Özellikle Peygamber Efendimizin örnek âile hayatı ve kadınlarla ilgili meseleler üzerine durulan bu programlar, katılanların büyük teveccüh ve ilgisine mazhar oldu.

Karabük’ün ardından 23 Mart’ta Zonguldak şehrine geçtik. Burada da kısa, ama çok bereketli bir seminer yaptık. İnsanlar çok farklı yerlerden, âdeta akın akın şehir merkezine gelmişlerdi. Şebnem Dergisi’ni ne kadar çok sevdiklerini ve ilgiyle takip ettiklerini ifade ettiler. Seminerden de çok istifade ettiklerini söyleyerek bizi şehirlerine bir defa daha dâvet ettiler. Biz de, yoğun tempomuza rağmen böyle samimi bir dâvete icabet etmeye çalışacağımızı ifade ettik.

Nisan ayının ilk haftası (5-6 Nisan) da Erzurum’daydık. Bu târihî şehrimize indiğimizde, hâlâ kar yağmaya devam ediyordu. İstanbul’da hasret kaldığımız beyaz örtü, burada senenin yedi-sekiz ayında toprağı örtüyordu. Erzurum’a da Yayın Kurulumuzdan Halime Demireşik, Kevser Atar ve Nihan Kandemir hanımefendiler katıldı. Burada havaalanına yakın bir mahalde birkaç yıl önce hizmete başlayan kız Kur’ân kursunda da kutlu doğum vesilesiyle çok canlı bir program düzenlendi. Büyük bir katılım ve coşkuyla geçen bu program da, bizim heyecanımızı tazeledi. İnşallâh, fırsat buldukça ve dâvet geldikçe bu ve benzeri programlara devam edeceğiz. Bu vesileyle gittiğimiz her yerde, bizi en samimi duygularla bağrına basan kadirşinas halkımıza minnet ve şükranlarımızı sunarız.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle