Gıda Zehirlenmeleri

Yaz aylarında artan hava sıcaklığı ile beraber gıda zehirlenmesi vak’alarında da kısa bir zamanda iki kat artış olur. Çünkü bakteriler, sıcak ve nemli havaları severler ve daha hızlı çoğalırlar. Çoğalan bu bakteriler, gıdalar yoluyla insanlarda zehirlenmelere yol açar. Gıda zehirlenmeleri, mikro-organizmalarla kirlenmiş sıvıların içilmesi veya gıdaların yenmesi sonucunda kusma ve ishal ile seyreden rahatsızlıklar arasındadır. Gıdaların hazırlanması ve sunumu aşamasında hijyen kurallarına uyulmaması ve gıdaların hazırlandıktan sonra uygun saklama şartlarının sağlanamaması durumunda gıdalar, mikro-organizmalar veya bunların toksinleri ile buluşurlar.

Gıda zehirlenmeleri, mikroorganizma ve bunların toksinleri dışında, gıdalardaki diğer kimyevî maddelere bağlı olarak da gelişebilir. Ağır metal zehirlenmesi, monosodyum gulutamat, mantar zehirlenmeleri de bu grupta yer almaktadır. Gıda kaynaklı hastalıklar, pek çok sebepten dolayı günümüzde önemli bir halk sağlığı problemi olmaktadır. Yaşadığımız yüzyılda uluslararası seyahat ve ticaretin artması, gıda üretim sisteminde oluşan değişiklikler ve bunlara mikro-organizmaların adaptasyonu, gıda kaynaklarının globalleşmesi, yolculuk, göçmen kampları ve hayat tarzındaki değişiklikler, gıda zehirlenmelerinin oluşmasındaki faktörler olarak düşünülebilir.

Yine yaz aylarında düğün, sünnet gibi cemiyetlerde uygun saklama şartlarına riâyet edilmeyen tavuk etinden kaynaklanan zehirlenmelere de sıkça rastlanmaktadır. Ayrıca açıkta satılan gıdaların tüketilmesi, pişmiş yemeklerin buzdolabı dışında bekletilmesi gibi birçok sebepten dolayı gıdalarda toksin ve bakteri oluşmaktadır. Gıda zehirlenmelerine öğrenci yurtları, askerî yemekhâneler gibi yerlerde daha sık rastlanmasının sebeplerinden biri de pişmiş yemeklerin uzun süre oda sıcaklığında bırakılması ve tekrar tekrar ısıtılmasıdır.

Tabiatta özellikle insanların, bazen de diğer canlıların dışkılarıyla kirlenmiş sularda yaşayan ve mide-bağırsak sistemi rahatsızlıklarına sebep olan birçok mikro-organizma bulunmaktadır.

Özellikle sıcak yaz günlerinde durgun su birikintileri ile iyi arındırılmamış içme ve kullanma sularında “Escherichia coli”, “Salmonella” ve “Shigella” türü bakteriler, uzun süre canlılıklarını koruyarak çoğalırlar. Doğrudan kirli suların içilmesi veya kirli suyla yıkanan ya da yeterince yıkanmayan gıdaların yenmesi sonucunda kusma ve sonrasında ishal ile seyreden mide-bağırsak sistemi rahatsızlıkları meydana gelmektedir.

 

Bozulma riski yüksek gıdalar

Süt ve süt ürünleri, kremalı yiyecekler, tavuk ve diğer kümes hayvanlarının etleri ile hazırlanan yiyecekler, mayonezli, yumurtalı yiyecekler, pişirilip uygun şartlarda saklanmayan etler, deniz ürünleri, bozulma riski yüksek yiyeceklerdir. Bununla birlikte baklagiller ve sebzeler de pişirildikten sonra iki saatten fazla oda sıcaklığında kalınca ve aynı kaptaki yemek ikiden çok ısıtılınca bozulmuş demektir. Marketlerde özellikle yaz aylarında alışveriş sırasında, soğukta muhafaza edilen et, balık ve donmuş gıda gibi ürünlerin, marketten çıkmadan hemen önce buzdolabından alınması, gıda bozulmasını önlemek açısından önemli bir uygulamadır. Böylece sıcaklığın artması ve soğuk zincirin kırılması önlenmiş olmaktadır. Marketler son kullanma tarihleri yaklaşan gıdalarda ucuzluğa giderler. Bu yüzden ucuz gıdaların son kullanma tarihlerini kontrol etmenizde fayda vardır.

Marketten eksi 18 santigrat derecede dondurulmuş ürün alınıyorsa, yine aynı ürün evde eksi 18 santigrat derecede muhafaza edilmelidir. Genelde bizler buzdolabından ürünü çıkarıp çözülsün diye sıcak bir ortama bırakırız. Uzun süre dışarıda bekleyen ürün, mikro-organizmaların çoğalmasına ve toksin üremesine sebep olur. Ürün, toksin ürettiği için daha sonra ne kadar pişirsek de zehirlenmeye yol açar.

Uzmanlar, buzdolabından çıkarılan yemeklerin ısıtılması yerine kısa süreli kaynatılmasının zehirlenmelerin önüne geçilmesinde önemli rol oynadığını belirtiyor. Ancak uzun süre kaynatmak, besin değerini düşüreceği için kaynar kaynamaz almak en doğrusudur. Yine pişmiş etin pembe kalan kısmı, etin tam pişmediğini göstermektedir. Kırmızı etlerin kahverengi renge dönüşünceye kadar pişirilmesi, bunun da 70 derecenin üzerinde olması gerekmektedir.

 

Gıda zehirlenmesi nasıl anlaşılır?

Gıda zehirlenmelerinde genellikle bulantı, kusma ve ishal gibi üç ana belirti ön plâna çıkmakta olup, ileri aşamalarda ise ateş, baş ağrısı, karın krampları gibi belirtiler görülmektedir. Zehirlenme belirtileri, tüketilen gıda grubuna ve mikro-organizmanın cinsine bağlı olarak 30 dakika sonra da görülebilirken, belirtiler, 72 saate kadar uzayabilmektedir.

Çoğu zaman yemek sonrasında yaşanan karın ağrısı, ishal ve kusma genelde mide üşütmesi olarak algılanabiliyor. Hâlbuki bu, daha çok besin zehirlenmesidir. Özellikle kremalı pasta, et ürünleri, peynir, dondurma ve mayonez gibi yiyecekleri dışarıdan yememeye dikkat etmeliyiz. Bu tip yiyeceklerin bozulması sonucu zehirlenmenin etkisi 2-4 saat arasında kendisini gösterir. Ayrıca salatalar, kıyma ve kıymalı yemekler, yumurta, uzun süre ılık şartlarda bekletildiklerinde en çok zehirlenmeye sebep olanlar arasındadır.

 

Gıda zehirlenmelerinin tedavisi nasıl yapılır?

Gıda zehirlenmelerinde temel tedbir, kusma ve ishalle ortaya çıkan sıvı ve elektrolit kaybının önlenmesidir. Bunun için hastaya serum verilmesi gerekmektedir. Şiddetli seyreden gıda zehirlenmelerinin erken döneminde de mide yıkanması, solunum ve oksijen desteği, çabuk etkili müshil verilmesi gerekebilir. Zehirlenmenin hafif seyrettiği şartlarda, bulantı olduğu takdirde hemen bir sağlık kuruluşuna gitmek, çözüm yolu olarak görülmemelidir. Çünkü vücut bir mikro-organizmayı, toksini aldığı zaman bunları atmak isteyecektir. Bunu da, ya kusarak yapacak ya da ishalle atacaktır. Bu yüzden, hemen bulantıyı kesmenin ve ishali bastırmanın çareleri aranmamalıdır.

İshal durdurucu ilaçlar, alınan mikrop veya zehrinin vücutta kalış süresini ve dolayısıyla zararını artırabilir. Hekime danışmadan ve kesin gerekli olmadıkça antibiyotik almak da mahzurludur. Antibiyotikler, hem mide ve bağırsak rahatsızlıklarına doğrudan sebep olabilirler, hem de bağırsaklar içinde yaşayan zararsız mikro-organizmaları öldürerek daha tehlikeli olanlara çoğalma fırsatı verebilirler.

 

Zehirlenmelerde ne zaman doktora gitmelisiniz?

2 gündür kusuyorsanız, 3 gündür ishalseniz, kanlı kusuyorsanız, dışkınızda kan varsa, nöbet geçiriyorsanız, çift görüyorsanız, diliniz dolanıyorsa, rûhî durumunuz değişkense doktora görünmelisiniz.

 

Su ve ayrandan vazgeçmeyin!

Yazın ter ile sıvı kaybı yaşandığından günde 2-3 litre su içilmesi gerekmektedir. Ayran, yaz döneminin en önemli içeceğidir. Asitli içeceklerden yaz aylarında daha da sakınmak gerekir. Bunun yerine maden sodası, ayran ve bol su tüketilmesi gerekir. Özellikle ayran, en önemli içecektir. Çünkü ayran, hem tuzdan dolayı kaybolan suyu telafi eder, hem de zehirlenmelere karşı koruyucu özelliği bulunur. Öyle ki, günde 5-6 bardak ayran içilebilir. Bunun yanı sıra tabiî maden sodası da içilebilir. Soda, terle birlikte yok olan elektrolitleri yerine koyar. Ancak tansiyon problemi olanlar, sodayı sınırlı içmelidir. Kırmızı etin yağ oranı yüksek olduğu için balık ve tavuk tercih edilmelidir. Yaz döneminde en çok tüketilen dondurmada yağ oranının yüksek olmasından dolayı onu da sınırlı yemek gerekir. Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tercih edilmelidir. Kepekli ekmeğin posa oranı yüksek olduğu için, açlık kan şekerini dengeler.

 

Gıda zehirlenmelerinden korunmak için yapmamız gerekenler

Açıkta satılan yiyeceklerin hemen hepsi, fark gözetmeksizin, hiçbir şekilde tüketilmemelidir.

Yiyeceklerin hazırlanması esnasında hijyen şartlarına dikkat edilmeli, eller mutlaka yıkanmalıdır.

Özellikle et ve tavuk ürünleri, mutlaka 70 derece üzerinde iyice pişirilmelidir.

Derin dondurucudan çıkarılan gıdalar, çözülsün diye oda sıcaklığına bırakılmamalı, buzluk altındaki bölmede beklemelidir.

Her yemek pişirildikten sonra sadece bir kez ısıtılmalı ve sadece bir kez dondurulmalıdır.

Son kullanma tarihi geçmemiş olsa bile üzerinde bozulma emâresi görülen gıdanın tamamı atılmalıdır.

Son kullanma tarihi geçtiği hâlde kokusu ve görüntüsü iyi olsa bile ürün mutlaka atılmalıdır.

Buzdolabına koyduğumuz ürünlerde bakteri oluşuyorsa, dolabın içi bakterilerden arındırılmalı, dolap düzenli aralıklarla dezenfekte edilmelidir. Buzdolabı temizliğinde karbonat ve sirke kullanılmalıdır. Ayrıca dolabın içi aslâ tıka basa doldurulmamalı, hava dolaşımı engellenmemelidir.

Buzdolabında sulu gıdalar, muhakkak ağzı kapalı olarak muhafaza edilmelidir.

Yumurtaların yıkanarak saklanması doğru değildir. Bunun yerine kapalı yumurtalıklarda saklanmalı, asla yıkanmamalıdır.

Gıda zehirlenmesi için bitkisel tedavi olarak zencefil çayı içilebilir. Her iki saatte, bir bardak içebilir ya da iki zencefil kapsülü olarak alınabilir. Bu da mide bulantısını giderir.

PAYLAŞ:                

Nejla Bas

Nejla Bas

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle