Şebnem Anketi Üzerine

Geçen sayımızda dergimizle birlikte verilen anketlerin bize ulaşan neticeleri ile ilgili ilk değerlendirmeleri yapıyoruz. İnşallah gelecek sayımızda bazı bölümleri daha geniş bir şekilde ele alacağız. Gelecek sayıda tekrar görüşebilmek umuduyla… 

Mektup ve düşüncelerinizi bekliyoruz.

 

  1. Şebnem dergisi ile ilk defa ne zaman ve nasıl karşılaştınız?

 

Bazı okuyucularımız, kitap şeklinde çıkmış olan ilk sayısıyla karşılaştıklarını, bazıları ise Altınoluk dergisiyle verilmeye başlanması üzerine, kendilerine ulaşan ilk dergiyi görerek tanıştıklarını söylemişlerdir. 

Kitap hâliyle Şebnem’i görenlerden bir kısmı da, buna bir ablalarının, kardeşlerinin, dostlarının aracı olduğunu; diğer bir kısmı bir yerde görüp şöyle bir baktıktan sonra, takip etmeye, arayıp sormaya başladığını ve böylece Altınoluk dergisine abone olduğunu söylemişlerdir.

 

 

  1. Şebnem'in sizde bıraktığı ilk intibalar neler oldu?

 

Burada hemen hemen her okuyucumuzun ayrı intiba ve hisleri olmuştur. Mesela, Altınoluk’un içinden böyle bir dergi çıkmasına şaşıranlar, hanımlara yönelik bir dergi olması sebebiyle iftihar edenler, bazı yazılara (özellikle yaşanmış birtakım öykülere) kendilerini kaptırarak hayatında önemli değişiklikler (örtünme, namaz kılma, namazlarına dikkat etme vb.) yapanlar, hemen bir başkasına ulaştırmaya çalışanlar… 

 

 

  1. Şebnem dergisinde çıkmış, sizde iz bırakan yazı veya yazılar hangileridir?

 

Şebnem’in genel olarak yazılarını beğenenler çoğunlukta olmakla birlikte, Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocamızın röportajlarını; Halime Demireşik’in yazmış olduğu yaşanmış öykülerden derlenmiş yazıları, Zâhide Topçu’nun hâtıralarını, Neslihan Nur Türk hanımın yazılarını ve son sayıdaki Tuba Öztürk’ün “Tesettür Emrinin Neresindeyiz?” adlı yazısını beğenen kimseler çoğunlukta… Bununla birlikte her sayıda beğenilen yazılarla ilgili önümüzdeki sayılarda daha geniş bir çalışma yapmayı düşünüyoruz.

 

 

  1. Dergide en çok hoşunuza giden bölümler hangileridir?

 

Tam olarak dergide “bölüm”lerin olmadığını düşünenler yanında, röportaj, fıkıh, hâtıra, yaşanmış öyküler, hikâyeler, edebî yazılar ve hatta yemek tarifi ve pratik bilgilerle ilgili bölümlerin ayrı ayrı okuyucu kitleleri oluşmuş durumda…

 

 

  1. Her sayıda görmek istediğiniz yazarlar var mıdır?

 

Yazarların genelini çok beğendiğini söyleyenler yanında, bazılarına ayrı bir teveccühü olanlar da olmuştur. Bu konudaki daha geniş bilgileri de önümüzdeki sayıda biraz daha teferruatlı işlemeyi düşündüğümüzden bu kısa bilgiyle yetinmek istiyoruz.

 

 

  1. Sizce Şebnem'de hangi konular işlenmelidir?

 

Genelde işlenen konuların yeterli, doyurucu, mükemmel olduğunu söyleyenler olmakla birlikte, kadın-erkek ilişkileri, karı-koca hukuku, gündeme ilişkin konular, okuyucu mektupları köşesi, çocuk bakımı ve terbiyesi, şiirler, şifalı bitkilerle ilgili bilgiler… vb. pek çok teklif gelmiştir. Bunlar içerisinden, sayfalarımız elverdiği nisbette, seçmeler yapıp önümüzdeki sayılarda konu yelpazemizi genişletmek istiyoruz. Bu hususta sizlerden de yazı çalışmaları bekliyoruz.

 

  1. Şebnem'de yayınlanan fotoğraflarla ilgili düşünceleriniz nelerdir? Ne gibi fotoğraflar görmek istersiniz?

 

Fotoğrafların yazılarla bir bütünlük teşkil ettiğini ve bu tarzı çok beğendiklerini söyleyenler bulunmakla birlikte, daha fazla manzara, çocuk ve gündemle ilgili konulara uygun fotoğraflar kullanılmasını isteyenler vardır. Hat, tezhip ve diğer sanatlarla ilgili çalışmaların da artırılması istenmiştir.

 

 

  1. Şebnem'in mizanpajı (sayfa düzeni) hususunda düşünceleriniz nelerdir?

 

Sayfa mizanpajı hususunda gözle görülür bir takdir söz konusu… Yazıların karakter ve büyüklüğünün rahat olduğunu, göze hitap ettiğini; başlıkların güzel seçildiği, resimlerin yazıyla bir bütünlük oluşturup mizanpajın hepsini tamamladığını söyleyenler çoğunlukta olmakla beraber, birkaç okuyucumuzdan harflerin puntosunun küçük olduğu ile ilgili şikayetler gelmiştir.

 

 

  1. Yeni sayımızdaki mizanpaj (sayfa düzeni) hoşunuza gitti mi?

 

Eski sayılara alışıp da, yeni hâlini garipseyenlerin yanı sıra, yeninin çok daha güzel olduğunu, öncekine nazaran bir “abla” hâline geldiğini söyleyenler var. Bununla birlikte eski sayıyla bu yeni sayıyı birleştirip nasıl cilt yapacağını kara kara düşünenler de çıkmış. Şunu belirtelim ki, kitap sayısından itibaren ilk dört sayı kendi arasında bir cilt oluşturacak şekilde planlanmıştır. Kendisinde sadece üç dergi bulunup da, ilk kitap sayısı bulunmayanlar Altınoluk dergisinin merkez veya şûbelerine başvurabilirler. Cilt kapakları da hazırlanmıştır. İsteyen elindeki sayıları ciltletmek üzere cilt kapaklarını yine aynı adreslerden temin edebilir.

 

 

  1. Şebnem'in, Altınoluk dergisiyle birlikte verilmesinden memnun musunuz?

 

Çoğunluk, birlikte verilmesinden memnun olduğunu, yoksa yeni bir dergi hâlinde yayınlansa satın almaya gücünün yetmeyeceğini ifade etmiş; bir kısmı da ayrı olarak satılsın, demiştir.

 

  1. Şebnem'in, Altınoluk dergisinin hediyesi olmasının yanı sıra, isteinildiğinde satın alınabildiğini de biliyor muydunuz?

 

Çoğunlukla ayrı olarak da satıldığının bilinmediği anlaşılmakta… Ama ihtiyaç olduğu zaman, telefonla Altınoluk dergisi merkez ve şubelerinden istenebilmektedir. Başkalarına hediye etmek üzere ilgilenenlere duyurulur.

 

 

  1. Şebnem dergisinin kapaklarını nasıl buluyorsunuz?

 

Kapakta güllerin hâkim olmasından ve farklı bir tarz olarak devam etmesinden memnun olanlarla birlikte, gündemi de kapağa taşıyan konulu resim ve çalışmaların yapılmasını isteyenler bulunmuştur. 

 

 

  1. Dergimizin ismini nasıl buluyorsunuz?

 

Derginin ismi hususunda da kâhir ekseriyetle bir memnuniyet sözkonusu… İsmin, gülle, Peygamber Efendimizle, sabah ve gözyaşıyla ilgisinin bulunduğunu düşünenler ve hanımlara has güzel bir intiba bıraktığını söyleyenler çoğunlukta…

 

 

  1. Şebnem, ayrı bir dergi olarak satılmış olsa, almak ister misiniz?

 

“Evet, satın almak isterim, hatta bunun için kendimi zorlarım, nerede bulunursa almak isterim.” diyenler ve “Altınoluk dergisini de dişimden tırnağımdan arttırarak alıyorum, başka bir dergiye gücüm yetmez.” diyenler de…

 

 

  1. Üç aylık sürede verilmesinden memnun musunuz?

 

Bu sürenin çok uzun olduğunu, Şebnem’i aylık, hiç olmazsa iki aylık görmek isteyenler… “Üç ay hasretle bekliyoruz, gelecek sayıya kadar elimizdeki dergiyi dönüp dönüp okuyoruz, bu hasret ve bekleyişinde ayrı bir tadı var” diyenler.. Bir de “biz her ay, hatta her hafta isteriz ama, sizin bütçeniz elverecek mi?”…

 

 

  1. Şebnem'in internet adresinden haberdar mısınız? Site hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

 

Genelde haberdar olduğu halde, bilgisayar olmadığı, kullanmayı bilmediği için siteyi ziyaret edemeyenler anketimize katılmış. Bununla birlikte siteyi gezip, görüşlerini teklif ve eleştirilerini yazanlar da var… Sitemizin de çok kısa zaman içerisinde tekrar elden geçirilip daha çok beğeneceğiniz hale geleceği müjdesini bu vesileyle vermek isteriz.

 

 

 

  1. Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? (Yaş, memeket, tahsil durumunuz, mesleğiniz)

 

Bizi en çok şaşırtan cevapların geldiği sorulardan birisi de buydu. 8-9 yaşlarından 72-73 yaşlarına, ilkokul mezunundan üniversite hocasına, genç kızlardan yaşlı erkeklere kadar çok renkli ve canlı bir okuyucu kitlemizin bulunduğundan haberdar olduk… Pergelimizin ucunu biraz daha genişletmek arzusundayız.

 

  1. Düşünce ve teklifleriniz:

 

Soruların arasında kısmen bu düşünce ve tekliflere yer verildi. Ama daha geniş bir şekilde önümüzdeki sayıda ele almayı düşünüyoruz.

 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle