Kıyafet Kadınların Kıyâfetindeki Farklılık

Yüce Allah -celle celâlühû-, erkek ve kadını ayrı rûh ve beden özellikleri ile yaratmıştır. İslam, giyimde ve insanlar arası ilişkilerde bu yaratılışa uygun esaslar getirmiştir.

Kadın daha hassas, ince ruhlu ve nârin yapılıdır. Süslenme, zînetlerle bezenme onun rûhunda vardır. Bu yüzden her iki cinsin, örtmesi gereken yerler ayrı olduğu gibi, giysi şekli ve sitilleri de farklıdır.

Bir topluma dışarıdan bakan kimse, erkek veya kadını bu farklı yapı ve giyimleri ile ayırır. Aksi halde “erkek gibi giyinen kadın” veya “kadın gibi giyinen erkek” tipleri ortaya çıkar ki; bu durum, kişinin ruhsal yapısında da bozulmalara yol açar.

Böyle bir rûhi bozulmaya meydan vermemek için Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bir hadis-i şeriflerinde: 

“Kadına  benzeyen erkeğe, erkeğe benzeyen kadına lânet olsun!..” buyurmuşlardır.

Abdullah bin Ömer, Allah Rasûlü’nün -sallallahu aleyhi ve sellem-  şöyle dediğini nakleder: 

“Üç kimse vardır ki, Cennete giremez ve kıyamet günü Allah onlara rahmet nazarı ile bakmaz. Bunlar, Ana-babasını dinlemeyen kimse, erkeklere benzemeye çalışan kadın ve eşini kıskanmayan koca.”

Sonuç olarak,

Örfen, iklim ve çevre şartları bakımından erkeğe ait olan giysilere ve erkeğin niteliği ile bağdaşan davranışlara mü’min hanım ve kızlar rağbet etmemelidir. Her cins, kendi özellikleri içinde bir değer ifade eder.

Biz mü’min hanımlara düşen, dinimizin gereği kıyafetlerimizi seçerken fıtratımıza ve tesettüre uygun olanı tercih etmektir.

Bu hususta Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını söyle! Bu onların tanınmasını ve incitilmemelerini daha iyi sağlar. Allah bağışlayan ve acıyandır.” (el-Ahzâb, 59) 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle