Hanımların Husûsiyetleri

Hanımlara duygu derinliği, incelik, şefkat, merhamet, hayâ, fedâkârlık, çocuk bakımı ve neslin muhâfazası gibi meziyetler ihsân edilmiştir. Onlar, bünye olarak nârin olduklarından hayâtın çeşitli safhalarında birtakım sürprizlerle karşılaştıklarında bazen bedenî ve rûhî zaaflara düşerler. Zîrâ hisleri fevkalâde kuvvetlidir. Merhamet duyguları yüksektir. 

Gerçek şudur ki, Cenâb-ı Hak, her varlığı ve o varlığın her cüz’ünü bir maksat için yaratmış ve mahlûka yaratılış gâyesini gerçekleştirmeye müsâit bir biyolojik ve psikolojik yapı lutfetmiştir. Erkeği, hayât mücâdelesi ve evin geçimi ile mükellef kılan Hâlık Teâlâ Hazretleri, onun bu vazîfeyi lâyıkıyla îfâ edebilmesinin îcâbı olarak onu bedenen daha kuvvetli, rûhense daha metin kılmıştır. Kadın ise, nesli korumaya, evlâd yetiştirmeye ve onu en zayıf ve âciz zamanında bakıp gözetmeye, himâye etmeye me’mûr kılınmıştır. Bu sebeple onun vazîfesi, bedenini değil, rûhunu daha derin duygular ve hassâsiyetle techîz eylemeyi îcâb ettirmiştir. Bunun içindir ki, çocuğun ilk acziyyet devresinde onu derin bir merhamet ve muhabbetle kucaklayıp büyütmek için kadına ilâhî bir mevhibe olarak aşırı bir hissîlik verilmiştir. 

Bu hissîlik ve merhamet mecrâı olan anneye, yaratılış ve gücünün dışında bir vazîfe yüklenirse, farklı bir netice ortaya çıkar. 

 

KADINLIĞIN KEMÂLİ

Kadınlığın kemâli, Allâh’ın verdiği güzel kâbiliyetleri muhâfaza ile tahakkuk eder. Şâyet kadın, husûsiyetlerini ilâhî ta’yine ters bir sûrette yönlendirir ve kendi hakîkatine vedâ ederse, kıymetini mahveder; huzûrsuz ve bedbaht olur. Âile ocağını kurutur. Böylece toplum hayâtı çoraklaşır. Çağımızda kadınlarla erkekler arasında sun’î bir eşitlik yarışı başlatılmıştır. Yaratılıştaki husûsiyetlere zıt olan bu yarış, hanımlık ve annelik meziyetlerini za’fa uğratmakta ve âileyi yaralamaktadır. Bu sebebden zamanımızdaki çocuk aldırma hâdiseleri, câhiliyye devrindeki kız çocuklarını diri diri gömmenin modernleşmiş bir şekli olup asrın cinâyetidir. Bu asrın yorgun ve bitik kadını ile câhiliyye devrinin kadını arasında sırf bir gardrop farkı kalmıştır. Bu ise, rûhsuz materyalist eğitimin meydana getirdiği bir toplum cinâyetidir.   (Nebiler Silsilesi, Osman Nûrî Topbaş, c: 4, s: 162-4)

 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle