İshal

Bebeklik döneminde, beslenme şekline göre dışkılama sayısı değişir. Meselâ, hayatın ilk bir ayında günde 3-5 defa dışkılama, kıvamı bozulmamak şartıyla normal sayılır. Bu sayı 3-15. günlerde 8-10’u bulabilir. Özellikle anne sütü alan bebekler, günde 7-8 defa, altın sarısı renginde köpüklü ve sulu bir şekilde gaita yaparlar. Mama ile beslenen bebekler, koyu kıvamlı dışkılarlar. Bazı bebekler günde bir defa, bazıları her emme sonrası yaparlar. İlk günlerde koyu yeşil-siyah olan gaita, sonra parlak sarı ve yumuşak kıvamlı bir hâl alır. Bir aydan sonra dışkının rengi koyulaşmaya başlar.

(Ani başlangıçlı) ishal, en sık 0-5 yaş grubunda görülen, çocuk hekimlerine yapılan başvuruların % 10-50’sini oluşturan, özellikle ilk 2 yaştaki ölüm sebeplerinin başında gelen bir hastalıktır. Çoğunlukla gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, dünyada her yıl ishalden hayatını kaybeden çocuk sayısı 4-5 milyonu bulmaktadır. İshal; bağırsak hareketliliğinin artması, emilimin azalması sonucunda dışkı miktarının fazlalaşarak günlük dışkı sayısının artması, dışkı kıvamının bozularak yumuşak sulu bir görünüm almasıdır. Kıvamı bozulmamış sık dışkılama ishal sayılmaz. Günde üç defadan fazla olan sulu dışkılama, ishal olarak kabul edilir. İshal olan bebekte dışkının rengi, altın sarısından yeşile doğru değişir, normalde içinde bulunan süt pıhtıları görülmez ve kokusu hoş olmaz. Yeni doğan bebeklerde ishal, kolaylıkla oluşur ve ağır bir gidiş gösterir. İshalle beraber görülen kusma, durumu ciddileştirir. Küçük bebeklerde su-tuz dengesi korunamayıp, hızla sıvı kaybı gelişir ki, bebeğin hayatı açısından tehlike oluşturan durum da budur.

 

İshalin sebepleri

-İshallerin sıklığı ve sebepleri, toplumlara göre değişmektedir. Ülkemizde ishale yol açan sebeplerin başında enfeksiyonlar gelir. Anne sütü alan bebekler, mama ile beslenen bebeklere göre mide-bağırsak enfeksiyonlarına daha dayanıklıdır. Bu sebeple bebeği mümkün olduğunca ilk altı ay sadece anne sütü ile beslemelidir. Bazı bölgelerde; evlerde kullanılan suların, tuvalet giderlerinin uygun drenaja sahip olmaması, yemek hazırlanırken temizlikte hassas olunmaması, bebeğe bakan veya onunla temas eden kişilerin hijyene dikkat etmemesi, ishali kolaylaştıran sebeplerin başında gelir. Bu sebeple bebek ile temas etmeden önce mutlaka eller yıkanmalıdır.

-Bebeği beslerken kullanılan inek sütü, alerji yapıp ishale sebep olabilir.

-Bozuk ya da son kullanma tarihi geçmiş mamalar, ishale sebep olabilir.

-Önceki beslenmeden artmış olan mama bebeğe verilirse, bozulmuş olabileceğinden ishale sebep olabilir.

-Bebekte, bağırsak enzim eksikliği ishale sebep olabilir.

-Herhangi bir sebeple bebekte kullanılan antibiyotik ishale sebep olabilir.

 

İshalin belirtileri nelerdir?

Hafif ishalde; günde 3-4 kez sulu dışkılama vardır. Kusma olabilir ya da olmayabilir. Ağır sıvı kaybı yoktur. Bebeğin beslenme sayısı ve miktarı değişir, iştahı azalır.

Orta ağırlıktaki ishalde; dışkılama sayısı günde 4-10’dur. Kusma genellikle vardır. Ateş yüksek olabilir. Deride kuruluk, bıngıldakta çökme, nabızda hızlanma gibi sıvı kaybının klinik belirtileri görülür. Bebek huzursuzdur.

 Ağır ishalde ise; dışkılama sayısı 10’dan fazladır ve çok sayıda kusma vardır. Ateş yüksek olabilir. Vücuttan önemli miktarda su ve tuz kaybı vardır. Nabız zayıf olarak alınır, idrar miktarı azalmış veya yoktur. Şuur bulanık ya da kapalıdır. Vücut ağırlığında ciddi derecede kayıp vardır.

 

Tedavi:

İshal tedavisinde temel prensipler; özel durumların dışında ilaç kullanmamak, sıvı kaybını telafi etmek, beslenmeyi bir an önce başlatmaktır.

Ani başlangıçlı ishal, 2-7 gün içinde kendiliğinden iyileşme gösterir. İshalde temel tedavi prensibi, sebebe bakmaksızın sıvı ve tuz kaybının yerine konmasıdır. Antibiyotikler genellikle tesirsiz ve gereksizdir. Ancak dışkıda kan, mukus ve cerahat hücreleri tespit edildiğinde veya ishal, 7 günden uzun sürdüğünde, dışkıdan numune alınarak yapılan tahlillerin sonucuna göre, gerekirse antibiyotik verilebilir. Burada önemli olan, ilacın âile tarafından bebeğe rastgele verilmemesi, mutlaka hekim tavsiyesi ile kullanılmasıdır.

İshal, bünyenin mikroorganizmalara karşı oluşturduğu bir savunma mekanizmasıdır. Vücut, bağırsak hareketlerini artırarak ve emilimi azaltarak zararlı âmili uzaklaştırmaya çalışmaktadır. Bağırsak pasajını yavaşlatıcı, yani ishal kesici ilaçlar, bu cevabı engelleyerek mikroorganizmanın vücuda dağılmasına ve sistemik bir enfeksiyona sebep olabileceğinden; ishal tedavisinde kullanılmamalıdır.

 Sıvı tedavisinin temel prensibi; mevcut su-tuz açığının telafisi ve devam eden kayıpların yerine konmasıdır. İshalin yol açtığı sıvı kaybı, yerine konmadığı takdirde bebeklerde ve küçük çocuklarda ölüme sebep olabilir. Erken dönemde başlanan sıvı tedavisi, ishal tablosunun ağırlaşmasını önlemektedir.

İshal tedavisinde temel prensiplerden birisi de; beslenmenin bir an önce başlatılması, anne sütü alan bebeklerde emzirmenin ara verilmeden devam ettirilmesidir. Eskiden; ishal olan bebek ve çocuklarda beslenmeye ara verilmesinin, tedaviye olumlu etkisi olduğu zannediliyordu. Ancak günümüzde durumun hiç de böyle olmadığı, aksine beslenmesine devam edilen bebeklerde, iyileşmenin daha hızlı olduğu görülmüştür. Emzirilmeye devam edilen bebeklerde bağırsak çeperindeki hücrelerin çabucak iyileştiği ve ishalin kısa sürede durduğu tespit edilmiştir.

Hafif ishal vak’alarının tedavisi evde yapılır. Ancak hastahaneye ulaşması zor olan hastaların bir müddet gözlem altında tutulması yerinde olacaktır. Endişelenmeden bebek emzirilmeye devam edilmelidir. Pişik oluşmaması için sık sık bezi değiştirilmeli ve üşütmeden çabucak altı yıkanıp kurulanarak koruyucu kremleri sürülmelidir. Anne sütü almayan ya da karışık beslenen üç aydan küçük bebeklerde, inek sütü yerine (laktozu azaltılmış) özel formüller ya da yarı yarıya sulandırılmış ayran, anne sütüne ilave olarak 1-2 gün verilebilir.

Burada akılda tutulması gereken en önemli husus; özellikle üç aylıktan küçük bebeklerin, ishalin seyri açısından en riskli grubu oluşturduğu; bu bebeklerde genel durumun çabucak bozulabileceği ve ishalin uzaması, bebeğin beslenmeyi reddetmesi ya da ateşinin yükselmesi durumunda süratle hekime başvurulması gerektiğidir. Ayrıca ishalin sebebi kullanılan bir antibiyotikse, bu ilaç derhal kesilmeli ve ishalin sebebi neyse, ona yönelik tedavi yapılmalıdır.

 

Korunma ve çabuk iyileşme için;

-Anne sütü, en tesirli korunma usulüdür. Zira anne sütü ile beslenen bebeğin, sindirim sisteminin mikroorganizmalarla temas riski çok azdır. Ayrıca anne sütü; bebeğin bağışıklık sistemini aktive eden, bağırsağını koruyan elemanlar ihtiva etmektedir. Anne sütü alan bebeklerde ağır ishal görülmemekte ve emzirilmeye devam edilen ishalli bir bebekte önemli sıvı kaybı gelişmemektedir.

-İshalin en önemli sebeplerinden biri olan mikroorganizmalar, el-ağız yoluyla bulaştığı için bu zinciri kırmak gerekmektedir. Temiz içme-kullanma suyunun kısıtlı olması, kanalizasyon sistemlerindeki yetersizlik, bulaşmayı kolaylaştırmaktadır. Bu sebeple ev ve çevre hijyenine dikkat edilmelidir. Bilhassa bebek ile temas edenlerin el temizliği çok mühimdir. Tuvaletten çıktıktan sonra, bebeği beslemeden önce, bebeğin altını değiştirdikten sonra eller bol su ve sabun ile yıkanmalıdır.

- Mamaya ilave edilecek suyun kaynatılması, bebeğin beslenme araçlarının (biberon, emzik vs.) temiz tutulması, biberonda bekletilmiş ya da bir önceki beslenmeden artmış olan mamanın bebeğe verilmemesi gerekmektedir.

-Mama hazırlamadan önce de eller yıkanmalı, mamaların son kullanma tarihine dikkat edilmelidir.

 Bu tedbirlerin, âilelere, özellikle annelere öğretilmesi ile ishalli hastaların sıklığı azaltılabilir.

PAYLAŞ:                

Betül Nefise İnal

Betül Nefise İnal

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle