Gece Kremi

Hayat şartları, gelişen teknoloji, geçim kaygısı, insanları memleketlerinden, hatta ülkelerinden koparıp alıyor; ister istemez herkes ayak uydurmak zorunda kalıyor. Parçalanmış âileler birbirlerinin tecrübelerinden faydalanamaz hâle geliyorlar. Ancak düğün, bayram ya da cenâzede bir arada bulunabiliyorlar. Büyükler hatıralarını anlatıyor, küçükler de akrabalarını yeni tanıma fırsatı buluyor.

Kayınvâlidemin cenâzesine gelen tasavvuf ehli bir akraba anlattı. Hastahânede kardeşinin refakatçisi olarak kalırken bazı inceliklerden haberi olmayan bir hanım gelerek:

“-Merhaba teyzeler, ne kadar güzel ve parlak, pürüzsüz bir yüzünüz var!.. O tatlı pembelik için ne kullanıyorsunuz? Sizin cildinizdeki o duru güzellik, gençlerde bile yok! Bunun sırrı ne? Eğer satılıyorsa ben de alayım!..” diyor.

“-Yok yavrum, biz krem filân kullanmıyoruz.” dediyse de inandıramıyor.

“-Ama teyzecim, bunun mutlaka bir sırrı var, söyle de yapalım!..” diye ısrar edince, akrabam dayanamıyor:

“-Bizim kullandığımız kremi herkes kendisi yapıyor. Biraz zor, ama mümkün…” O hanım:

“-Ne olur tarif edin, belki ben de yapabilirim.” deyince akrabam, başlıyor anlatmaya:

Her gece saat üçte kalkacaksın, sıcacık yatağından… Güzelce abdest alacaksın, seccadenin başına geçip dünyanın bütün gâilesini arkanda bırakıp Yüce Yaratan’ın huzurunda kulluk şuuruna varabilirsen, birkaç damla da gözyaşı katarak gece kremi hazırlamış olursun. İşte formülü bu!..”

Böyle bir cevabı beklemeyen kadıncağız:

“-Aman teyzeciğim, gece kremini sürerken bizi de unutma!..” diyerek bu işin sırrını çözüyor.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; “Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nûrlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağrılacaklardır. Yüzünün nûrunu arttırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın.” buyuruyor. (Buhârî, Vudû, 3; Müslim, Tahâret 35) Öyleyse “Abdest üzerine abdest, nûr üzerine nûrdur.” Bunun alâmeti daha dünyada iken belli olmuyor mu?

Rahmetli dedem:

“-Müslümanın kocası (ihtiyarı) kocadıkça koç olur, kâfirin kocası kocadıkça hiç olur!..” derdi.

Bizim yaşlılarımız ne kadar sevimli, yüzleri nûrlu… İnsan, tanısın-tanımasın bir yakınlık duyuyor. Bazılarını görünce de, “Yâ Rabbi, verdiğin güzel sıfatları bizden geri alma!..” diye duâ etmeden geçilmiyor.

Ne mutlu gece kremini kullanabilenlere...

Ne mutlu, Allah Rasûlü’nün reçeteleriyle yüzünü, gözünü ve bütün vücudunu nurlandırabilenlere…

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle