Tabiî Olmayan Beslenme

İlk 6 ayda anne sütü alamayan bebeklerin, formül sütlerle beslenmesine “sun’î (yapay) beslenme” denilmektedir. Formül sütler, inek sütünden elde edilen, muhtevası anne sütüne benzeyecek şekilde değiştirilmiş endüstriyel sütlerdir. Bunlara bebek maması da denmektedir. Bu mamaların enerjisi, anne sütüne yakındır.

Formül sütlerle beslenmeyi, en az 6 ay, mümkünse 1 yaşa kadar sürdürmelidir. Beslenmede inek sütü tercih ediliyorsa, ilk 6 ay 2/1 oranında (yani 2 ölçü süt, 1 ölçü su), koyun sütü tercih ediliyorsa yarı yarıya sulandırılarak kullanılmalıdır. (Bir ölçü süt, bir ölçü su)

Mamalar, başlangıç, devam ve kaşık mamaları olarak adlandırılarak satışa sunulmaktadır. Başlangıç mamaları ilk 4-6 ay, devam mamaları 4-6 aydan sonra verilen, muhtevâsı anne sütüne benzeyen ürünlerdir. Kaşık mamaları ise, bebeğin katı gıdalara geçişini kolaylaştıran ürünlerdir. Başlangıç ve devam mamalarını kullanırken dikkat edilmesi gereken husus, böbreğe yükü fazla olmayanların tercih edilmesidir. Bunu doktorunuza sorarak öğrenebilirsiniz.

Sun’î beslenmede mamaların titizlikle hazırlanması gereklidir. Hiç anne sütü almayan bebeklere biberon verilebilir. Kullanımdan önce malzemeler kaynatılarak temizlenmeli, kullanımdan sonra yine sıcak suyla iyice temizlenerek biberonda artık mama kalmamasına özen gösterilmelidir.

Mamalar, kutuların üzerinde belirtilen ölçülere göre hazırlanmalıdır. Fazla mama ilâve etmek, bebeğe mineral madde yüklenmesine ve gereksiz kilo alımına sebep olmaktadır. Mama yaparken kullanılan su, kaynatılıp ılıtılmış olmalıdır. Tekrar tekrar kaynatılan suda, mineral madde (sodyum) miktarının yükseleceği ve bebeğin böbrek yükünün artmasına sebep olacağı unutulmamalıdır.

Bir önceki beslenmeden artan mama kullanılmamalı, her defasında taze olarak hazırlanmalıdır. Her beslenmeden önce, biberonun temizliğinden emin olunmalıdır. Bebeği sırtüstü yatırarak biberonu ağzına dayamak, mamanın solunum yollarına kaçmasına sebep olduğundan, çocuk anne kucağında yarı dik vaziyette oturtularak ve başı, anne koluyla desteklenerek beslenmesi sağlanmalıdır. Şişenin dik tutulması ve lastik memenin sütle dolu olması, bebeğin hava yutmasını önlemeye yardımcı olmaktadır. Bir öğünün süresi, yarım saati geçmemelidir. Bebeğe istediğinden fazla mama, zorla yedirilmeye çalışılmamalıdır. Öğün sonrasında, aynen emzirme sonrası gibi bebeğin gazı çıkarılmalıdır.

Hem anne sütü alan, hem de mama yiyen bebeklerde, emzirmeyi bırakmamak için dikkatli ve gayretli olunmalıdır. Bebek ilk önce emzirilmeli, göğüslerin boşaldığından emin olduktan sonra hâlâ doymamışsa mama verilmelidir. Mümkün mertebe biberondan kaçınılmalı, ancak yeterli kalorinin bebeğe verildiğinden de emin olunmalıdır. Yapılan çalışmalarda prematürelerin bile fincandan içebildikleri görülmüştür. Ancak bebekler, ilk dört ay dilleri ile iteceğinden, bu çok kolay olmayacaktır.

Anne sütü alamayan, formül süt alma imkânı da olmayan bebeklere inek sütü 2/1 oranında sulandırılarak, kilogram başına günde 150 ml. verilebilir. Meselâ 3 kg. olan bebeğe günde 450 ml. hazırlanan karışımdan verilmelidir. Bunun 300 ml’si süt, 150 ml’si su olmalıdır. (Şeker, 1 çay kaşığı konulabilir.) Bebeğe verilecek olan inek sütünün iyice kaynatılmış olmasına dikkat edilmelidir.

Anne sütü almayan bebeklere, ek gıdalara 6. aydan önce başlanabilir. Ancak 3 aydan önce başlanması uygun değildir. Eğer bebeğiniz, doğum kilosunun iki katına ulaştıysa, günde bir litreden fazla formül süt tüketiyorsa, 3 saatten sık aralıklarla beslenmek istiyorsa, açlığa bağlı sürekli ağlayıp huzursuzlanıyorsa, katı gıdalara geçiş için hazır hâle gelmiş demektir.

Pirinç unuyla yapılmış süt muhallebisi, sebze-meyve püresi ve yoğurt ilk verilebilecek olan ek gıdalardır. 6 aydan önce verilen ek gıdaların, az posa bırakan, glutensiz ve püre kıvamında olmasına dikkat edilmelidir. (Gluten; arpa, buğday, yulaf ve çavdarda bulunur.)

Ek gıdalara başladığınız ilk iki aylık dönemde, günde 600 ml. formül süt vermeniz uygun olur.

 

SUN’Î BESLENME SIRASINDA SIK KARŞILAŞILAN PROBLEMLER

Anne sütü, 0-6 ay arası bebekler için ideal bir gıdadır. Bebeği rûhen ve bedenen besleyen anne sütü, onu pek çok ağır enfeksiyona karşı da korumaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde, sadece anne sütü alan bebeklerde ishale bağlı görülen ölümler, mamalarla beslenenlere göre belirgin derecede düşüktür. Aynı şekilde ağır zatürre riski de anne sütü alanlarda en azdır. İshal, solunum yolu hastalıkları, orta kulak iltihabı bütün dünyada sun’î beslenen bebeklerde daha sık görülmektedir.

Anne sütü, bebeğin istediği her vakitte hazır ve uygun sıcaklıktadır. Mamalar ise, bebek için uygun sıcaklıkta ve belirlenen miktarlarda “hazırlanmalıdır”. Önceden hazırlanan mama, bebeğe verilemeyeceğinden, beslenme sonrasında artan mamalar tekrar kullanılmayacağından, bebek her acıktığında mamanın taze olarak hazırlanması gerekmektedir. Yani mamaların bir “hazırlanma derdi” vardır. Pratik değildir. Bu durum, anneleri zorlamaktadır. Mama ile beslenen bebeklerde, mamanın hazmı zor olduğu için midenin boşalma süresi de uzaır.

Mama hazırlanırken ve bebeği beslerken yapılan hatalar, kusmaya, mide-bağırsak hastalıklarına, yetersiz ya da fazla beslenmeye, kanda mineral madde yüksekliğine sebep olabilir. Biberon delikleri çok küçük olduğunda, bebeğin fazla güç harcayarak çabuk yorulup huzursuzlanmasına, büyük delikler ise mamanın hızla akmasına ve neticede bebekte gaz sancılarına yol açmaktadır. Gaz sancıları ile baş etmek ise, hiç de kolay değildir. Biberonu, bebeğin ağzına dayayarak kendi kendine beslenmesini sağlamak, mamanın soluk yoluna (nefes borusuna) kaçmasına, çene gelişiminin sağlıksız olmasına (ortodontik problemlere) diş çürüklerine yol açmakta, ayrıca çocuğun sosyal gelişimini de olumsuz olarak etkilemektedir.

Netice olarak; hiçbir gıda, bebeğin beslenmesinde, rûhen ve bedenen sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmesinde, şefkatli bir “Kudret Eli” tarafından hazırlanan anne sütünün yerini tutmamaktadır.

PAYLAŞ:                

Betül Nefise İnal

Betül Nefise İnal

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle