Asıl Aldanan Kim?

İnsan, bazen bir ferdi aldatır

Meselâ ticâret yaparken sattığı malın eksiğini kusurunu saklar, onu hakkı olmayan yüksek bir bedelden satar ve “kâr” eder. Böylece müşterisini “kârlı” bir şekilde aldatmış olur.

Peki, o müşteri bunu fark edince, o aldatan ile tekrar alışveriş yapar mı? Kimdir aldatan, kimdir aldatılan?

Bazen beyler, hanımlarını; hanımlar, beylerini aldatırlar. Kimsenin kendisini görmediğini, bilmediğini düşünerek gizli gizli günah işlerler.

Şeytan, damarlarında gezdiği erkek ve kadını birbirine câzip gösterir, günahları süsler. Süslü perdeler yırtıldığında, insan içten içe, “Bu muydu benim uğruna ismetimi, iffetimi, saâdet ve muhabbetimi fedâ ettiğim şey!” der. Ama iş işten geçmiştir. Gerçekte kim aldanmıştır?

 

İnsan, bazen bir toplumu aldatır

Bir topluluğu câzip ve cafcaflı îlân ve reklamlarla bir varlığa yönlendirir. Elindeki ürünü, aslında hiç olmayan özelliklerle afişe eder, süsler, boyar. Böylece ev satar, araba satar, elde kalmış mâmülleri, bozulmuş ürünleri, toplumun sağlığına zararları şeyleri satar da satar. Bire mâl ettiğini, insafsızca, ona, yüze satar. “Yalansız ticâret mi olur” der, yalanını bol bol koyar da satar. Bazen bir topluluğu kandırmak, bir insanı kandırmaktan daha kolay hâle gelir. Peki, âhiretteki hesap ortaya döküldüğünde, topluluğun hesabı, yine bir insanın hesabından daha mı kolaydır?

Ya da bir toplumun fikrî, siyâsî ve fiilî önderliğine soyunarak, kendisinin bile inanmadığı ya da doğru olmadığını çok iyi bildiği hususlarda göz göre göre kitleleri yanıltır. Mazlumları, mağdurları, geniş kitleleri göz önünde bulundurmadan, sırf nefsini tatmin için savaşlar, krizler çıkartır. Herkesin ümidini heybesine koyar, lokmasını midesine… Geriye dönüp bakıldığında, binler, milyonlar ölmüştür bir hiç uğruna… Bir gecede bir halk, yarı yarıya fakirleşmiştir bir leş uğruna…

 

İnsan, bazen Rabbimi aldattığını sanır

İnsan, inanmadığı hâlde Rabbine inanmış gibi görünerek…

Mü’minlerin yanında mü’min, kâfirlerin yanında kâfir gibi davranarak…

Kılmadığı hâlde, insanlar onu namaz kılıyormuş gibi görsünler diye yatıp kalkarak…

Ne kadar cömert ve hayır sahibi birisi olduğunu söylesinler diye, sırf insanların gözlerini boyamak uğruna etrafına hadsiz hesapsız paralar dökerek…

Bir yandan oruç tutuyorum derken, diğer yandan her türlü günaha bata çıka…

İnsan, Rabbini aldattığını sanır. Peki, her şeyin açığını ve gizlisini bilen Allah, aldanır mı?

Öyleyse insan kimi aldatır?

 

İnsan, hep kendini aldatır

Kendisinde olmayan vasıfları var zannederken…

Kendisini, bir menfaat uğruna medh edenlerin sözlerinden hoşlanırken…

Kendisine hakkı ve doğruyu, acı da olsa söylemeye çalışan dostların sözlerini duymazdan gelirken…

Aslında sevabını ve günahını çok iyi bilmekte olduğu hâlde, şeytanın, Allâh’ın affına güvendirmesine aldanarak günah işlemeye devam ederken…

Herkesin ölüp gittiğini gördüğü hâlde, ölümün kendisine hiç gelmeyeceğini düşünürken…

Ölüme ve sonrasına yapması gereken hazırlığı hep ertelerken…

Başarıları hep kendine mâl edip, hata ve yanlışları başkalarına havâle ederken…

Vicdânının feryâdını sustururken…

İçindeki şerri emreden fısıltıyı duyup hayrı emreden yüksek seslere gönlünün kulaklarını tıkarken…

Helâli bırakıp haramı seçerken…

Mahkemelerde yalan yere şâhitlik ederken,

İnsanların gözlerinin içine baka baka “su gibi” yalan söylerken…

Çalışmayı terk edip tembelliğe meylederken…

Himmet ve gayreti bırakıp acz ve el açmayı tercih ederken…

Günahlarını unutup iyiliklerini gözünde büyütürken…

Çok bildiğini düşünüp ilmi, öğrenmeyi terk ederken…

Az veya çok bildiği hâlde, bir türlü bildikleriyle amel etmezken…

Bir hayır ve iyilik yapıp sonra başa kakarken…

Yetimi, garip ve kimsesizi hor ve hakir görüp zenginlerin kapılarında medet ararken…

İnsanları, Allah’tan daha kudretli, daha zengin ve daha cömert görürken…

Kendisini, eşi-emsâli bulunmayan bir hind kumaşı zannederken…

Doğduğu ândaki aczini ve öldüğü andaki kimsesizliğini unuturken…

İnsan, sadece kendini aldatır!..

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle