Sohbet Meclislerinden-1

Büyüklerin sohbet ve nasihat meclisleri, insanların ruhlarının yıkandığı, kardeşlik ve muhabbet duygularının herkesi sarıp kuşattığı, Allâh’ın rahmet ve muhabbet tecellîlerinin sağnak sağnak yağdığı müstesnâ yerlerdir. Bu sohbetler, insanların kırılmadan gücenmeden hatalarını öğrendiği; Allâh’ın haşyet, azamet ve kudretini hissettiği, Peygamber Efendimiz’in, nebevî meltemlerine müstağrak olunduğu anlardır. Ashâb-ı kirâm bu meclislerde yetişmiş, nice âlimler, ârifler ve gönül hizmetkârları böyle yerlerde kemâle ermişler ve buralardan aldıkları feyzi, insanlara taşımışlardır. 

Biz de, Allâh’ın lutuf ve ihsanıyla gerek Mahmud Sâmî Efendi’nin, gerekse Mûsâ Topbaş Efendi’nin mânevî sofralarından istifâde ettik. Oralarda aldığımız nükteler, işaret ve ikazlar hayatımıza yön verdi, şekil verdi. İşte bu sayıdaki yazımda da, o kudsî meclislerde kalbime ve hayatıma işlemiş olan nakışlardan bir kısmını sizinle paylaşmak istiyorum. 

Rabbimiz, Allâh dostlarına yakın olmayı, onların hâllerinden ve mübârek nasihatlerinden hisse alabilmeyi cümlemize nasip etsin. 

 

Mahmud Sâmî Efendi’den

“Hak yolcuları, ihlaslı, müstakîm, zeki, nâzik, nezîh, edepli, mahfiyetli, fedâkâr, dirâyetli, sehâvetli, merhametli, herkesle geçimli, hülâsâ tam mânâsıyla ahlâk-ı hamîde sahibi olmalıdırlar.” 

“Asık yüzlü, bed huylu, dâima hayatından şikayetçi, derdi yüzlerinden belli kimselerden olmayalım. İnsanlara hep tebessümle mukâbelede bulunalım. Sükûtu ihtiyar edelim, yerli-yersiz konuşmalardan içtinâb edelim.” 

*   *   *

“Kalb tasfiyesi için:

1- Seherlerde uyanık olmak

2- İlim meclislerine devam etmek

3- Kalbi, dâima zikre vermek

4- Ölümü çok düşünmek

5- Sâlihlerle, sâdıklarla beraber olmak lâzımdır.” 

“Nefis tezkiyesi için de:

1- Helâle dikkat etmek

2- Az yemek, 3- Az konuşmak

4- Az uyumak, 5- Az gezmek icâb eder.” 

 

Mûsâ Efendi’den

“Dînî meclislerde istifâdenin tam olması için, evlatlarımızın mümkünse yeni bir abdest alarak, zevk, vecd ve huzur içinde hazır olmaları gerekir. Bütün dünyevî düşünce ve istekleri zihnimizden silmeye çalışmalı ve o gün söylenen her cümlenin, aslında bize söylendiğini düşünmeliyiz. Dînî, ahlâkî öğüt ve nasihatlerin arasına dünya meşgalelerini sokmamalıyız. Dünyâ kelâmı etmeden, elde ettiğimiz huzur hâlini muhafaza ederek sekînetle ayrılmalı, tefekkür ve tedebbürle bulunduğumuz meclisi terk etmeliyiz.” 

*   *   *

“Kadınlar ve erkekler, ayrı hususiyetlerde yaratılmışlardır ve mesuliyetleri farklıdır. Annelerin en ehemmiyetli vazifeleri, çocuklarıyla ilgilenmek ve onların kalblerini Allâh sevgisi, peygamber ve evliyâullâh sevgisi ile nakış nakış işlemektir. Bunu yaparken bizzat kendi yaşayışları ile; hayâ, incelik ve merhametleriyle de örnek ve rehber olmalıdırlar.”

“İhvan dâima abdestli olacak. Kazâ namazı olanlar bunların edâsına gayret etmeli. Az yeyip az içenlerde uyku da azalır, konuşma da…”

“Günlük muhasebemizi iyi yapmalıyız. En az günde bir defâ hayatımızı gözden geçirmeli, niyetlerimizi kontrol etmeliyiz. Yaptıklarımız Allâh rızasına uygun mu? Hesâbını veremeyeceğimiz bir şey yapıyor muyuz? Yaşantımızın daha güzel olması için ne gibi gayret içindeyiz? Yaptığımız hizmeti sırf Allâh rızası için yapabiliyor muyuz? İbadetlerimize gereken hassasiyeti gösterebiliyor muyuz? İbadetlerimizde belli bir kıvama ermek için çabalamalıyız. Mesela haftanın pazartesi ve perşembe günleri mümkünse oruç tutmalıyız. Mânevî tekâmül ibâdetlerimizin artışıyla doğru orantılıdır. Kalbimizin daha huzurlu olması için gerektiğinden fazla çarşı-pazar gezmemeliyiz.”

“Vaktiyle Ziyâeddin Hazretlerine:

“–Efendim, hanımlar sabaha kadar uyuyorlar, sabah da size gelip rüya anlatıyorlar.” derlermiş. Bizler şimdi diyoruz ki:

“–Keşke uyuyup da gelselerdi, çarşı-pazar dolaşıp geliyorlar. Uyku daha ehven!..”

 

(Devamı Gelecek Sayıya)

PAYLAŞ:                

Zahide Topcu

Zahide Topcu

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle