Hâtırâlar Merhûm Mûsâ Topbaş Efendi

Allâh’ın Sevdiği Kullar

Allah Rasûlü -sallallâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir hadîs-i kudsîde beyân ederler:

“Allah Teâlâ hazretleri buyurur ki: Kim benim evliyâma düşmanlık ederse, ona karşı harb ilan ederim. Hiçbir kul ona farz kıldığım şeyleri yapmaktan daha sevgili bir şeyle bana yaklaşamaz. Ve kullarım -farzlardan sonra- nafile ibâdetlerle bana yaklaşırlar. Nihayet ben onu severim. Ve ben bir kulumu sevdikten sonra onun işiten kulağı, gören gözü ve tutan eli olurum...” (Zübdetü’l-Buhârî, 1107)

*

Allah dostları, yapmış oldukları ibâdet, yaşamış oldukları istikâmet ve riâyet etmiş oldukları muâmelât ve kul hakkı neticesinde; Allah’ın muhabbetini kazanmış kimselerdir. Allah bizzat sevdiği bu kullarını, mahlûkâtına da sevdirmiş ve onların her hâlinden insanların istifâde etmesini murad etmiştir. Böyle sâlih kulların yakınlarında bulunup, onların her hâlini müşahade etmek, insan için bulunmaz bir kazanç ve tükenmez bir sermayedir. Nitekim biz de, önce Mahmud Sâmi Ramazanoğlu hazretlerinin mânevî evlâdı olmak, sonra da Mûsâ Topbaş Efendiyi tanımak bahtiyarlığına erenlerdeniz. 

Bu yazımızda da Musa Topbaş Efendi hazretlerinin muhtelif vesîlelerle yapmış oldukları sohbetlerinden zihnimde kaldığı kadarıyla aktarmak istiyorum.

*

Bir sohbeti hak ettik

Mûsa Efendi hazretlerinin her sözünde bir ibret ve ikaz vardı. Ailesinden üç kişi bir araya gelse bile fuzûlî konuşulmasına müsaade etmezler ve: 

“–Bir sohbeti hak ettik!” derlerdi. 

Ağızdan çıkan her cümlenin bir muhasebeyi gerektirdiğinin idrakindeydiler. 

*

Az da Olsa, Devamlı

Kendileri mutad olarak, her günün belli vakitlerinde bir miktar Kur’ân-ı Kerîm okurlar, ama Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemeyi daha çok severlerdi. Kur’ân’ı dinledikçe huzur buldukları her hallerinden belli olurdu. 

Kur’ân-ı Kerîm okumayı teşvik ederler ve: 

“–İnsan biraz ihmal ederse, gevşer ve ondan uzaklaşır!..” buyururlardı. Bu yüzden az da olsa, devamlı okumayı tavsiye ederler, Kur’ân-ı Kerim’le ünsiyetin canlı tutulmasını isterlerdi.

Aynı intizamın nâfile ibâdetlerde de olması gerektiğinin üzerinde dururlardı. Bir anda çok fazla nafile ibâdet yapmak yerine, mutad olarak az az yapmanın insanın terakkîsinde daha tesirli olduğunu söylerlerdi. Bu hususta kendisi de:

“–Duhâ namazı iki, dört veya altı rekat kılınabilir, fakir de 4 rekat kılıyorum.” derlerdi. Yine Evvâbin namazı ile ilgili olarak:

“–Evvâbin namazı iki de kılınmış, altı da... Biz Mahmud Sâmî Efendimiz’in kıldığı üzere iki rekat kılmaya devam ediyoruz.” demişlerdi.

*

Teheccüd Namazı

“–Ne kadar hizmet yaparsak yapalım, virdlerimizi ihmal etmeyelim. Âcil işlerimiz dahî olsa iki rekat kılmamız münâsip olur.” derdi. 

Uzaktan, Anadolu’dan ziyarete gelenler için, bilhassa teheccüd namazlarına ve dînî meclislere muntazam olarak devam etmelerini tavsiye ederlerdi. 

“–Namaz kılıp-kılmayanlar yüzlerinden belli olur, hattâ ibâdetlerini huşû ile yapanlar bile anlaşılır.” buyururlardı. 

Bir kulun gecesini planlamasıyla ilgili olarak şöyle buyururlardı:

“–Akşam erken istirahate geçmeli, seherde kalkmalı. Vakit çok erkense tekrar yatıp sabah namazına kalkmalı!.. Allâh’ın izni ile bunun neticesinde mânevî olarak büyük derecelere ulaşılır. Bir insan çok uyursa gündüz gevşek olur, esner durur ve üzerinde sıklet hisseder. Fakat az uyuyan daha zinde vücutla, daha çok hizmet eder.”

Bir sohbetlerinde de şunları anlatmışlardı: 

“Mühim olan ihlâsla niyet etmek ve Allâh’ın huzurunda olduğumuzun şuuruyla hareket etmektir. Allah korusun, işlediğimiz bir kusurdan dolayı ibadetlerde gevşeklik, huzursuzluk ve iç sıkıntısı peydâ olur. Eğer ibâdetlerimizden zevk alamıyorsak, hâlimizi bir gözden geçirmeliyiz. 

Virdlerimizi ve ibadetlerimizi yaparken, huşû hâlini muhafaza etmeye çalışmalıyız.

Sıhhatimizin kıymetini de bilmeliyiz. Zira hizmetimizin aksamaması ancak bu sayede mümkündür. 

Daima abdestli olmaya özen göstermeli ve fırsat buldukça abdest tazelemeliyiz. 

Kaza namazı olanlar, hiç ihmal etmeden bunları îfâya devam etmelidirler. 

Az yiyip, az içmeyi kendimize düstur edinmeliyiz. Çünkü bunlar azaldıkça, uyku ve konuşma da azalır.” (Devamı Gelecek Sayıda) 

PAYLAŞ:                

Zahide Topcu

Zahide Topcu

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle