Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Bu sayıda sizi, tekrar mukaddes diyarlara dâvet ediyoruz. Zilkâde ve Zilhicce ayları, başka bir ifadeyle Hac mevsimi geldi çattı. Bir ömür boyunca, acaba ben de dâvet edilir miyim diye hasretle bekleyen sîneler, birer ikişer o mübârek beldelere yolcu olmaya başladılar bile…

Aslında Cenâb-ı Hakk’ın dâveti açık ve umûmî:

“İnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’de bulunan mübârek ve âlemler için hidâyet kaynağı olan Kâbe’dir. Orada apaçık deliller, İbrahim’in makamı vardır. Kim oraya girerse, emniyette olur. Oraya gitmeye gücü yeten herkesin o evi haccetmesi, Allâh’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır…” (Âl-i İmrân, 96-97)

Bu âyet-i kerîmelerde, genç-yaşlı, kadın-erkek diye bir fark yok. İmkânını bulan, gücü yeten herkesin, ömründe hiç değilse bir defa Allâh’ın dâvetine icâbet etmesi, Allâh’ın insanlar üzerindeki bir hakkı… Yani farz-ı ayn…

Artık bundan ötesi yok… Yani gücü yetip de gitmeyen, Allâh’a olan hakkını ödememiş olur. İki dünyada vebâlli ve borçlu kalır.

Peygamber Efendimiz, bu dâvete icâbet edenlere Allâh’ın vaad ettiği mükâfâtı ise şöyle haber veriyor:

“Umre, ikinci bir umreye kadar olan günahlara kefârettir. Mebrûr haccın karşılığı ise, ancak cennettir.” (Buhârî, Umre, 1; Nesâî, Hac, 3; İbn-i Hanbel, I, 387)

* * *

İçimizden kim, bütün günah yüklerini sırtından indirmek istemez?! Hayatının ilk günlerine, günahsız, mâsum ve mağfur olmaya kimin ihtiyacı yok!.. İşte fırsat, işte Allâh’ın ve Peygamberinin dâvet ettiği arınma, temizlenme yolu!..

“Kim, Allah için hacceder de (bu sırada) kötü söz ve fiillerden ve Allâh’a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı dışında) annesinin onu doğurduğu gündeki gibi (hacdan) döner.” (Buhârî, Hac, 4; Müslim, Hac, 438; Nesâî, Hac, 4; İbn-i Mâce, Menâsik, 3)

Şüphesiz Allah bütün insanları dâru’s-selâma, yani selâmet yurdu olan cennete dâvet ediyor. Bu dâveti duymayanların veya duyup da gereğini yapmayanların durumu ne acı!.. Allâh’ım, bizi, lütfunla hidâyet nasip ettiğin kulların arasına dâhil eylediğin gibi, yine lütfunla cehennemden ve kötü âkıbetten muhafaza eyle!.. Bizi, korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nâil eyle!.. Âmin.

* * *

2010 yılı Şebnem Takvimi’miz hazır… Yine titiz bir emek mahsulü… Size, çevrenize, senenin her günü bir şeyler söylemek istiyoruz. Her sabah uyandığınızda bir âyet-i kerîme ile merhaba demek, her gün yanınızda güzel şeyler hatırlatan bir arkadaş olmak istiyoruz. İnşallah, siz de bizim bu dâvetimize icâbet edersiniz.

Yeni dönem, yeni kitaplar… Şebnem Kitapları, yepyeni eserlerle gözlerinize ve gönüllerinize hitap etmeye devam ediyor. Daha nice müjdelerle önümüzdeki sayılarda buluşmak üzere, Allâh’a emanet olunuz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle