Şefkat Kahramanı Annelerimiz

Milletleri oluşturan âilelerdir. Âilenin sağlam olması, geleceğin teminatıdır. Toplumların cevherleri olan evlâtları yetiştiren de annelerdir; toplumların acı çektiği şahısları yetiştiren de… Anne nasıl olursa, yetiştirdiği neslin iç dünyası da böyle olur. Anneler ne kadar şahsiyetli, faziletli, ahlaklı olursa, çocuklarda o derece karakterli olurlar.

Anne; her şeydir. Anne; geleceğin teminatı, milletlerin umut ışığıdır. Anne, aydınlık gelecektir. Ama maalesef bugün, anne ihmal edilmiş, layık olduğu yüce mevkîsinden indirilmiş, fıtrî hasletleri sömürülmüş, en aşağı derekelere düşürülmüştür.

Her anne, bir şefkat kahramanıdır! Duyguların en incesi, sevgilerin engini, merhametlerin en dolusu onda... O anne, âdeta kendisinden bir parça olan yavrusu için her türlü fedakârlığa katlanan, her türlü acıya rahatlıkla göğüs geren bir koruyucu kalkan... Sevgi ve şefkat âbidesi… Sevgisi karşılıksız, pazarlıksız... Dünyada insanlığın ulaşabileceği en yüksek duygu, annelere lütfedilmiştir. Kâinatın mutlak sahibinin, topyekûn insanlığa en güzel ikramıdır anneler... Başlara taç, gönüllere ilaç, sevgi sertâcı anneler..

İslam Dini, bir anne olarak kadının değerini yüce bir mevkie koymuştur. Kutsal Kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de; “ana-baba hakkı”, ana-babaya gereken hürmet, saygı, itaat, şefkat, annenin fedakârlıkları, evlâdını dünyaya getirmek için katlandığı eziyetler, büyüme devresinde çocuğuna gösterdiği şefkat ve ihtimam gibi hususlar özellikle zikredilir.

Hanımlar, ince fikirli ve duyguludurlar. Erkeklere göre daha yumuşak mizaçlıdırlar. Onun fıtratında mevcut olan en kıymetli duygulardan biri de anneliktir. Annelik, cenneti hatırlatan bir duygudur. İlâhi mutluluğun bedendeki tezâhürüdür. Bu duygular, bir bütünlük arz edince anne kutsal ile buluşur. Zira annelik, tam mânâsıyla kadının duygularının kemâle ermesidir. Anne olmak, kadını olgunlaştırır. Annelik yürek işidir. Yüreğimizde tesirini ömür boyu hissettiğimiz tek varlıktır anneler...

Kadınların en şerefli ve saadetli dönemi, annelik dönemidir. Anne olmak, zor görevler ve mes’ûliyetler yüklenmek demektir. Bu kutsî vazifeler, gereği gibi îfa edilince annelere dünyada mutluluk, âhirette mükâfat kazandırır, Allâh’ın izniyle...

Anne, âilede gerçek huzur ve saadeti sağlamada temel unsurdur. Yine o, evde uzlaştırıcı ve birleştirici konumdadır. Babayla iletişimde ya da kardeşler arası uyum ve problemlerin çözümünde aktif rol üstlenir.

Annelerin aslî görevlerinin başında çocuklarının terbiyesi gelir. Çocuk, ilk terbiyeyi okul ve sosyal çevresinden önce, ana kucağında alır. Çocukların karakter mayasının kaynağı annelerdir. Ona ilk sevgiyi, ilk acıma duygusunu, ilk vicdânî hisleri annesi verir. Çocuğuna “Yaratan”ı tanıtan, doğru yolu gösteren annesidir.

Annelerin en büyük istekleri; Allah Teâlâ’ya lâyık kul olmaya çalışan, milletine hizmet eden, bayrağına sevdâlı evlatlar yetiştirebilmek olmalıdır. Tarih, annelerle yazılır. Toplum annelerle ayakta durur.

Faziletlerle donanmış bir annede; maddî zorluklar, para ve mal endişesi, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı gibi maddî kaygılar yerine, ebedî saadetini kaybetme endişesi ön plandadır. Bu sebeple, öncelikle annelerin dîni ilim tahsili ile irfânını artırması, idrâkini geliştirmesi ve gaflet uykusundan uyanması elzemdir.

Evlatlar, merhamet ve şefkati, iman ve cesareti, hak ve hakikat mücadelesini, mukaddesâtını, şanlı ve ibret alınacak geçmişini, İslâmî şuur ve ahlâkının ilk örneklerini hep annelerden öğrenirler. İslâm âlimleri de bu konuda: “Annelerin hakları ödenemez” sözünü boş yere söylememişlerdir

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle