ELİF LAM MİM ELİF’LE BAŞLAR KELÂMULLAH

Noktalar kum misâli. Her nokta, ayrı bir mânâ... Her biri, gizli hazinelerle dolu… Tek başına bir dünya.

Nokta deyip de geçmemeli. Noktanın da bir “nokta” kadar kıymet-i harbiyesi vardır îcâbında.

Öyle değil mi?

Her harf, her çizgi, aslında birçok noktanın bir araya gelmesi ile oluşuyor.

“Oku” dedi Yaratan, Nebîsine. Okudu, O Nebî… Önce noktayı, sonra harfi, sonra da kelimeyi. “Rahman ve Rahîm olan Allâh’ın adı ile. Kalemle yazmayı öğreten Allâh’ın adı ile” okudu. Yazıda harfi, noktayı, virgülü, ünlemi öğretenin adı ile...

Nokta deyip de geçememeli.

Noktalar, vuslat ederler bir harfe can vermek için. Harf; mânâya giden yolun başında gelir. Mânâya atılan ilk adım... Harf ise, mânâya dönüşmeden kendi başına mânâ doludur. Noktalar sıra sıra dizilirler, inci olurlar. Harf olurlar, harflerin en güzeli, en özeli olurlar. Elif olurlar.

Elif: ilk olan… İlkin de en ilki… Öncesi olmayan ve sonraya bağlanmayan... Hiç iki elif bir araya gelir mi? Hiç iki, bir olur mu? Bir, ancak tek olunca birdir ve tek, biri de içinde saklar.

Elif, ne kadar da sade... Ne kadar da nâzik... Alımlı ve gururlu... Haklı, gururlu olmasında... Gururu, asîl ve baş olmasından...

Elif, kendisinden sonra kime bağlanmış ki!

Elif, kimi zaman âh etmeyi, kimi zaman yalnızlığı, kimi zaman da şecaati temsil etmiştir. Elifin olduğu yerde bir derinlik, bir incelik ya da bir vakarlı duruş vardır.

Simge değil elbet. Sembol de değil. Hem acıyı, hem de sevinci ifade eder erbâbınca.

Elifi anlatacak kelimeleri, sarraf titizliğinde seçmeli ve mânâ ipliğine öylece dizmeli... Dizilen mânâ dolu kelimelerden yine elif çıkmalı.

Elif, dümdüzdür. Hiçbir yerinde eğrilik yoktur. Manaca da düzdür, zâhiren de... Onun bir yüzü, bir sözü vardır. Özü de, sözü de bir olmak, en çok elifte güzelleşir.

Yunus da “Elif”i diline vird edinmişti. Dağlardan topladığı odunlar, aslında odun değil, her biri ayrı birer elifti. Elindeki asâ da bir elifti, Yûnus’un...

Ne güzel söylemiş, koca Yûnus:

 

Elif okuduk ötürü,

Pazar eyledik götürü.

Yaratılanı hoş gördük

Yaratandan ötürü.

 

Elif okumak, yaratılanlara şefkat göstermeyi öğretir. Yaratılanı hoş görmeyi... Çünkü Elif’i olmayan, Elif’ini kaybetmiştir. Elif’i olmayan, sevgisini, muhabbetini de kaybetmiştir.

 

İncecikten bir kar yağar, tozar elif elif diye

Deli gönül abdal olmuş, gezer elif elif diye.

 

Abdal eder Elif, insanı. Deli dîvâne eder de diyar diyar gezdirir.

Elif’in sırrı, ilk olmak, tek olmak ve bir olmak.

Kelâmullâh bile elifle başlar. Kim idrâk edebilir ki, Kelâmullâh’a “miftah” (anahtar) olan elifi…

Fâtih, eline bir kâğıt parçası aldı ve kâğıda “fetih” ifadesini yazdı.

Sonra:

“-Bak hocam…” dedi, “bu kelimenin içerisinde elif olmadıkça «Fâtih» olunmuyor!.. Ben de elifsiz Fatih olamayacağım. Ben bende değilim hocam. Nereye baksam, O’nu görüyorum. Yerde elif, gökte elif… Sağımda elif, solumda elif… Kâğıtta elif, kalemde elif, kitapta elif, defterde elif!..”

Her kim, bir “Âh!” çekse derinden, elif te “Âh!” çeker. Elifsiz âh mı olur.

Eski edebiyatçılar, ne çok “âh” ederlermiş. Kalemleri “âh” yazmayı, ne kadar çok severmiş. Çünkü âh, elifle yazılır ve elifin şekli, yerden göğe kadar yükselen koca bir “âh”ın resmidir.

Elifsiz Mevlânâ’yı düşünmek olur mu? Mevlânâ “Dinle Ney’den” derken, neyin nâlesi de Elif’in âhı gibi âh ediyordu. Ney, kendisi bir eliftir. O da elif gibi dümdüz ve başı diktir.

Şu yuvarlak dünyada, elif gibi başı dik olmak, her kişinin harcı değildir elbette... Mevlânâ, ne güzel ifade ediyor:

“Elif olmak zordur…

Çünkü elif olmak;

Yuvarlak bir dünyada dik durmanın,

Dik ve önde,

Belki acıyla

Ama vazgeçmeden durmanın ifadesidir.

Dünya ne kadar dönerse dönsün

Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak...

Kaç silah varsa, elife çevrilir!

Elif, hep olduğu yerdedir.

Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir!

Zordur elif olmak...

Elif olmak, hep vurulmaktır!

Elif olmak yalnızca elif olmaktır...

Ne B, ne T, ne S

Elif...

Yalnızca elif...

Elif demeden hiçbir şey denilemez.

Ben elif dedim

Artık her şeyi söyleyebilirim...

Elif’e andolsunki…

Elif Lâm Mîm.

İşte mukaddes kitap da elifle başlıyor.

O ilkin ilki. Öncenin de öncesi…”

PAYLAŞ:                

Şefika Meriç

Şefika Meriç

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle