KRİZ BAHANE, SABIR ŞÂHÂNE!

Dünyanın yaşadığı küresel krizlerin etkilerini, ruh dünyamızda çözümleyebilmek için “ekonomik psikoloji” adı altında bazı psikoloji dalları oluşturulmuştur.

Kişinin daha önce başedebildiği problemleri çözebilme becerisinin artık yeterli veya başarılı olmadığı bir dönem olan “kriz dönemi”, birçok çözümsüzlükleri beraberinde getirir.

Gelecek kaygılarıyla başlayan bu tedirginlik süreci, aslında gerginliğin ilk ve en büyük temelini atmaktadır. “Küresel” çapta etkileyici bir vâkıanın ardından dünyadaki her bir ferdin, psikolojisinde ne denli değişmeler olabileceğini düşündüğümüzde insanlık değerlerimizin farkına vararak hayata devam etmemiz gerçeği karşımıza çıkmaktadır. İnsanların birbirlerine olan tahammül sınırları çeşitli sebeplerden dolayı günümüzde alt seviyelere çekilse bile, unutmamamız gereken bazı değerleri yanımızda taşıyarak adım atmalıyız.

Gergin, kaygılı ve de asık suratlı bir şekilde güne başlarken aslında bunu bir yandan da kendi içimizde haklı çıkarmak için can alıcı sebeplere dayandırırız; meselâ çocuklarımızın geleceği içindir, bütün bu sinirli tavırlarımız… Bu kısır döngünün içinde çevremizdekileri kırarız, kırdıkça da kırılırız…

Umutsuzluk, içe yönelme hâlleri, alır başını gider. Gerçek kriz içimizde başlar, dünyaya ilan edilmeden önce… Risk almak istemeyiz; alınganlıklarımız, artık haddini aşarcasına başımıza yeni çoraplar örer.

Krizin uzun vâdeli etkilerinden biri olarak, henüz başımıza gelmeyen çöküşlerin tedirginliği, bugünümüzü psikolojik açıdan etkilemeye başlar. İşimizdeki performans düşüklüğü, aslında bu korkuların gerçekleşmesine zemin hazırlar, ama gözümüz tamamen kapanmıştır, göremeyiz.

Dikkat eksikliği, konsantrasyon bozukluğu, elimizi attığımız her yerde iz bırakır ve içimizdeki fırtınayı ispiyonlar. Ve derken bir bakmışız, can-ciğer arkadaşımız, bir gün en azılı rakibimiz oluvermiş. Çünkü işini kaybetme korkusuna kapılan herkes, bu korkusunu gidereceği ve iş hayatını garantiye alabileceği her türlü oyunu oynamaya hazırdır. Kısır döngü, hiç de adı gibi değildir; kırdıkça parçalar artar aslında… Korkulardan beslenerek büyür. Yani krizin çöküntüsü, içlerde başlar, davranışlarda hayat bulur, dilde şaha kalkar.

Hayat grafiğinin hep yukarı çıkmasının gerektiğini sananlar, bu çizelgedeki iniş çizgilerine bir türlü katlanamazlar. Çünkü çalışmış çabalamışlardır, bu standartları sağlamak için… Elleriyle altında set olmuşlardır, yükselsin diye bu çizelge. Ama gün gelir, taşıyamazlar gerçekleri… Hayatın imtihan hikmetinden habersizce, kabullenemezler ve en doğru bildikleri grafikleri bir çırpıda yalanlarlar.

Ne imtihanı? Onlar, zaten birçok defter kitapla boğuşarak vermişlerdir, gereken yerlere gelebilmek için onlarca sınav kâğıdını… Şimdi bu işin kaymağında, tadında, balında nereden çıkmıştır bu kariyer günlüğündeki tuz biber? Nereden esmiştir, bu kriz rüzgârı?

“Kriz bahane, sabır şâhâne!” demeye dilleri varmaz ki... En büyük perde budur aslında, kalkması gereken! Ama nâfile, gözleri yukarıdadır, çıkmaya meyilli grafik çizgilerinde. Minik bedenlerdeki büyük gözlerdir, onları izleyenler aslında… Çocuklardır hüzünlere boyun eğen... Çok değildir istedikleri aslında; ne yüksek standartlı bir ev, ne de bir araba... Sağlıklı anne-babadır görmek istedikleri… Arada bir oyuncaklar ya da birkaç takı-toka düşer dillerine, ama gözyaşları kadar değerli değildir.

Psikolojileridir, geleceklerinden asıl çalınan… Anne-baba dövüşür, siler, parçalar onların iyi olacağını düşündükleri gelecekleri için, ancak fark edemezler şahsiyetlerinden çalıp çırptıklarını… Tahammülsüz, çırpınışlarda olan bir ebeveyn, ne kadar güçlü görünmeye çalışsa da hissettirir, yenilgiyi ve çaresizliği. Ve bu korkulması gereken en büyük tedirginlik sebebidir aslında...

Şimdi “çocuklarım için” cümlesinin de bahanelerdeki yükselen grafiğini alt üst ettikten sonra panikleyen hayatımızda, bir hâtıra fotoğrafı çektirip imtihan şirketinde kariyer edinmek için sabır tecrübemizi geliştirelim.

Ve bu kaygısız dünyada bitmeyen hiçbir şeyin olmadığını unutmadan, derinlerimize yakışır bir nefes çekelim.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle