Giriş

Şebnem’den… 

Muhterem okuyucularımız;

“Önce refîk, sonra tarîk” yâni, “Önce arkadaş (dost), sonra yol” der büyükler, dostluğun ehemmiyetini belirtmek için. Dost fitrî bir ihtiyaçtır. Aynı zamanda fiilî bir ihtiyaçtır da. Dostumuzu vasıflı birinden mi seçiyoruz, yoksa menfaat mi bizi yönlendiriyor? 

Seven insanlar birleşik kaplar gibidir. Hemen akım başlar. Muhabbet ne kadar şiddetliyse o nisbette hâl sirâyeti ve aynîleşme olur. Seven, sevilenin hâliyle hâllenir. Dostumuzun birçok husûsiyeti bizde de aynen görülür. Bu yüzden bir insan kendini tanımak istiyorsa, dostuna baksın. Gerçek bir dostun varsa, hassas bir çiçeği saklar gibi saklamalısın!..

Dostunun zahmetine katlanmaktan zevk duyar hakîkî dost. Dostluğun hakîkati ayrı bir ehemmiyeti mûcibdir. İşte kıymetli Şebnem dotlarımız, bu sayımızda muhterem Hocamız Osman Nûri Topbaş Beyefendi, “Dostluğun Hakîkati”ni Mevlânâ’dan bir demet sunarak îzâh ediyor bizlere.

Bunun dışında hanımların kaleminden, dopdolu bir Şebnem konuk oluyor bu ay sizlere. Bütün bir âileyi kucaklayan yazılar var bu sayımızda. Bir tarafta anne-baba hakları: “Kendi ihtiyaçlarından fedakârlık yaparak, en güzel şekilde bizleri yetiştirmeye çalışan vefakâr anne-babalarımıza karşı mesuliyetimiz neler? Yanımızda yaşlandıklarında, verdikleri sıkıntılara “öf” bile demeden bakabiliyor muyuz onlara?”

Diğer taraftan, âilede huzur ve saâdetin temeli nereden başlıyor? Genç kızlarımızın dikkat etmesi gereken hususlar neler? 

Hepsi birbirinden değerli yazılar yeni yeni ufuklar açıyor önümüze. 

Çocuklarımızı da unutmadık. “Rabbimizin emâneti yavrularımızın okul öncesinde dînî eğitimlerini lâyıkıyla yerine getirebiliyor muyuz? Yavrularımızla yeterince ilgilenebiliyor muyuz?”

***

Ayrıca Makale yarışmamızın neticelerini ilân ediyoruz, bu sayımızda. Hepsi birbirinden kıymetli yazılarınız arasında seçim yapmakta zorlandığımızı îtiraf etmeliyiz. Yayın kurulumuzun titiz çalışması sonucuda ilk beş yazıyı belirledik.

Bu sayımızda birinci olan yazıyı yayınlıyoruz. Dergimize ayrı bir değer katacağından şüphe etmediğimiz yazılarınızı; gelecek sayılarımızda yayınlamaya inşâallâh devam edeceğiz. Daha nice yarışmalarda buluşmak dileğiyle…

***

“Ölüm gelmeden”, “Dostluğun hakîkati”ni idrak edip, “İlmiyle âmil olmaya”, “Ulu Câmiden geleceğe” uzanıp, “Âilemizin huzûru”nu temin edecek düsturları öğrenerek, “Aynalar”daki yalana aldanmadan “Hakk’ın rahmeti”ne kavuşmak üzere, “Saâdet” dolu yarınlara ulaşmak temennîsiyle…  

Buyrun Şebnem’e...