Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Üçaylar mevsimine girdik. Regâib gecesini idrâk ettik, şimdi önümüzde Mîraç Kandili var; Receb Ayı’nın 27. gecesi…

Allah Teâlâ’nın Habibi’ni huzuruna kabul buyurduğu, kendisine mâzî, hâl ve istikbâlin kapılarının açıldığı, “Sidretü’l-Müntehâ” sınırının ötesine kabul edildiği, cennetin, cehennemin, Arş ve Kürsî’nin, Levh ü Kalem’in esrârının fâş edildiği bir gece…

İnsan iken, insanlık sınırının ötesine Mâverâ’ya gidip geri dönen ve insanlara bu gecedeki müşâhedelerini ayne’l-yakîn anlatma fırsatı bulan Rasûl-i Ekrem…

Kudüs’te, Mescid-i Aksâ’da bütün peygamberlere imam olup namaz kıldıran, Peygamberlerin Seyyidi…

Çektiği çilelerin, yaşadığı ızdırapların sebep olduğu gözyaşları, Miraç eliyle silinen Enbiyâlar Sultanı…

Göklere yükseldiği bu yolculuktan ümmetine hediyelerle dönen, Efendiler Efendisi…

Salât ü selâm, tahiyyat u ikrâm, her türlü ihtiram, Sana, Ehl-i Beyt’ine, âline, ashâbına…

* * *

İşte böyle mübârek bir gecenin gölgesi üzerimize düşünce, biz de dergimizi bir nebze bu konuya tahsis edelim dedik… Mîrac’ın ve namazın gölgesi bizim de üzerimize düşsün diye… Rabbimiz, bu niyetimizi kabul eylesin ve bu sayımız, insanların gönlüne mîraç kıvılcımı düşürsün. Secdeler, rükûlar, tesbih ve tâzimler, daha bir içten, daha bir anlamlı olsun.

* * *

Bu sayı, Şebnem Dergisi’nin 100. Sayısı…

Aslında kitap hâlinde neşredilen şekli de kabul edersek, 101… Dergimizin ilk yayınlanışında himmet ve desteğini esirgemeyen, bize umut, hedef, fikir ve ölçüler koyarak rehberlik eden muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi’ye, dergimizin sahibi muhterem Abdullah Sert Beyefendi’ye, Altınoluk Dergisi’nin yazı işleri müdürü Ahmet Taşgetiren Beyefendi’ye, dergimizin yayın kurulu ve yazarlarına, hazırlanıp siz değerli okuyucularımıza ulaşmasına kadar emeği geçen grafikerden matbaa çalışanlarına, aboneden dağıtımdaki bütün kardeşlerimize sizin huzurunuzda ayrı ayrı teşekkür ederiz.

Biz, büyük bir âileyiz. Yazarlarımızdan yayın kuruluna, dağıtımcılarımızdan okuyucularımıza kadar… Hepimiz, mensup olduğumuz bu mânevî âilenin bir ferdi olmakla mutluyuz ve hep daha iyisini takdim etmenin gayreti içindeyiz. Bu hususta sizlerin de hâlisâne duâlarınızı bekleriz.

Son sözümüz, “Üç Aylar”ın rûhuna uygun şu cümleler olsun:

“Rabbimiz; Receb ve Şaban’ı bize mübârek kıl ve bizi, Ramazan’a kavuştur.”

Âmin.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle