Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Bu sayımızda zor bir konu ile karşınıza çıktık: “Modern Çağda Kadın!..” Zor bir konu; çünkü “kadın” konusu, insanlık tarihi kadar eski tartışmaların vazgeçilmez konusu!.. Toplumlar arasında, erkekler arasında ve hemcinsleri arasında enine boyuna her devirde tartışılıp duran bu konu, görünen o ki, “insanlık” var olduğu müddetçe de tartışılacak!..

Kimi onu sınırlamaya, hor ve hakir görmeye devam edecek; kimi onun yolunu alabildiğine açacak ve cesâretlendirip sırtını sıvazlayacak!.. Kimi onu özgürleştirirken (!) sömürecek, kimi onu hapsederken (!) özgürleştirecek!.. Kimi onun emeğini ucuza mal ederek kullanacak, işi bitince toplumun izbe bir köşesinde, meçhûle terk edecek, kimi adam yerine koymayacak veya döve döve elindekini zorla alacak!.. Zaman zaman dinin bile bu ve benzeri amaçlar için kullanıldığı bir ortamda “aykırı” şeyler söylemek zor gerçekten…

Aslında bütün bunlar, sadece kadına mahsus hâller de değil!.. Eskiden beri toplumlarda zâlimler güçlü hâle gelince hep mazlumlar çıkmış!.. Hem zâlim, hem de güçlü iktidar sahipleri; mazlumların kanları ve terleriyle semirmiş; semirdikçe sömürmüş, sömürdükçe semirmiş!..

Böyle acılarla dolu bir insanlık tarihinde, kadın da nasibini almış. Okuyacağınız sayfalarda[1] kadının insanlık tarihi boyunca, toplumdan topluma, devirden devire hangi aşamalardan geçtiğini ve şu an ulaşılan “çağdaş medeniyet seviyesi”ndeki (!) hâlini bir nebze görme fırsatı bulacaksınız.

İddialı değiliz; belki bir çok eksiğimiz oldu. Ama bu konu, etrafında dolaşırken bile homurtuların yükseleceği bir konu!.. Çünkü biz, insanların “modernite” ve “çağdaşlık” masallarıyla uyutulmaya çalışıldığı bir ortamda sesimizi yükseltme cüreti gösterdik. Yine modern kadının, kendi şahsiyet ve fıtratına ters bir istikamete sürüklendiği büyük bir akıntının aksine kürek çekmeye çalıştık.

Başarabildik mi, bunu size bırakıyoruz. İnşallah gelecek sayımızda da İslâm’ın kadına bakışını özetlemeye çalışacağız.

Bu dosya konumuzun dışında her zaman olduğu gibi bambaşka konuları da bulacaksınız. Hacca niyetlenen okuyucularımızı, gidecekleri mukaddes mekânların rûhâniyetine hazırlayacak “Gönlü Harameyn’e Taşıyabilmek” yazısı ile “Peygamber Efendimize Arz-ı Hâl” şiiri, bu sayımızın incileri mesâbesinde… Aynur Mısıroğlu hanımefendinin bir seri yazı şeklinde başlayan “Tanıdığım Mükemmel Hanımefendiler” dizisini de çok beğeneceğinizi umuyoruz. Bu sayımızda, giriş bölümünü sunduk, inşallâh gelecek sayıdan itibaren unutulmaması gereken hanımların hâtıralarıyla huzurunuzda olacak!.. Neslihan Nur Türk hanımın namazla hasbihâli, Ayşenur Vural hanımefendinin “Yağmur Uykusu” damaklarınızda hoş bir tat bırakacak… Bu kadar mı? Dahası için buyurun Şebnem’e…

Tebrik: 31 Aralık itibariyle Kurban Bayramı’nı da idrâk etmiş olacağız. Okuyucularımızın Kurban Bayramı’nı şimdiden tebrik eder; bu bayram günlerinin, İslâm Âlemi ve dünyamız için hayırlara vesile olmasını niyaz ederiz.

 

[1] Dosyamızın son defa gözden geçirilmesinde yardımcı olan, Dinler Tarihi Anabilim Dalı doktora talebesi muhterem Salih İnci Bey’e; Şebnem âilesi olarak teşekkürlerimizi bildirmek isteriz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle