Ne Tesettür, Ne Türban, Bunun Adı &Quot;Süslüman"

Birkaç sene evvel gündeme gelen ve sosyal medya vasıtasıyla popüler olan bir ifade var: “Süslüman”. Yani “süslü” ve “Müslüman” kelimelerinden oluşmuş bir “kombin”. “Kombin” ifadesini bilhassa kullandım, zira “süslüman” kızların oluşturduğu marka kombinler pek meşhur sosyal medyada...

Kimdir süslümanlar? Hiç yabancısı olmadığımız bir grup onlar. Özensizce iğne takılmadan başa yerleştirilmiş salaş bir şal, dikkat çekici bir makyaj, şalın üzerinde kocaman, marka, taşlı bir güneş gözlüğü, pastel renklerde bir tunik, streç, bacağı saran bir pantolon ve platform ayakkabılar... Bir de kola alınmış kocaman, yine “ben markayım” diye haykıran bir çanta...

Bu kardeşlerimizin büyük bir kısmı, sosyal medyayı “îtina” ile kullanır, kıyafetlerden oluşturdukları “kombinlerini” sosyal medyada paylaşır, lüks tüketim kültürü vazgeçilmezleridir; aromalı nargile içip lüks otomobillere binerler. Esasında başı örten şal, bir aksesuardır, kıyafeti tamamlayan bir aksesuar... Parfüm kokularını da unutmamak lâzım...

 Sahi bu insanlar neden örtünür? İki sebebi olabilir: Ya âile büyüklerinin baskısı... Dede, babaanne gibi faktörler, “başı açık gezmek, bizim ailemize yakışmaz!” türü sosyal baskılar... Ya da vaktiyle hasbelkader örtünen, sonra bulunduğu ortamlara ayak uydurma adına, tarzını dönüştüren; derdi, pek de tesettür olmayan bir anlayış...

“-Hangi devirde yaşıyoruz, herkes istediği gibi giyinir!”

“-Canım, kapansın da nasıl kapanırsa kapansın...”

“-Herkesin tesettürünü sorgulamak bize mi düştü?”

gibi sözler, aşırı bir “hoşgörü”nün tezâhürü... Evet, tesettürü sorgulamak bize düştü, düşmeli de… Tesettürümüz tam değil, kabul ediyoruz. Pardesülerimiz dar kesim, eşarplarımız renkli... Birçok kıyafetimiz var. Eleştirilecek çok yanımız var. Ama ortalama bir tesettür sınırları içerisindeyiz. Bu seçeneklerin arasından en mâkul olanı tercih etme gayretindeyiz.

Dünya coğrafyasına bir bakalım. Umre ya da hac ziyaretinde bulunanlar iyi bilir ki, tesettür anlayışı, her millete, her ırka, her kültüre ve değişik iklimlere göre çeşitlilik arz etmektedir. Sıcak iklimlerin insanlarının tesettürü eksik midir? Ya da soğuk bölge insanları daha mı iyi tesettürlüdür? Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de biz hanımlara tesettürü emretmiş, ama sınırları geniş tutmuştur.

* * *

Tesettür anlayışı konusunda söylemek istediğim başka bir şey daha var: Farklı farklı yatılı Kur’ân kurslarında vazife yapmak nasip oldu. İstisnâlar hâriç gördüğüm genel tablo, bilhassa hâfızlık çalışanlarda, şuydu:

Talebeler Kur’ân kursu ortamından başka dış dünya ile çok içli-dışlı değiller... Hafta sonları yahut izin günleri, ev, âile, akraba ve arkadaş çevresi ile sınırlı beraberliklerden sonra kursa dönüş başlıyor. Kursta her ne kadar dersler, faaliyetler, yoğunluk, koşuşturma olsa da alışılmış bir hayat var onları bekleyen... Bazı talebelere bakarsınız, metrelik simsiyah bir kumaşı başörtüsü yapıp belinden aşağı sarkıtmıştır. Kendine iki-üç beden bol gelen, kolları bileklerini geçen bir pardesü/ferâce giyer, onun eteklerinin yerde sürünmesi de (ki Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu hâli yasaklamıştır) tesettürdendir ona göre... O talebeye göre hocaları tesettürlü değildir. İpek eşarp örterek, pardesü giyerek yanlış yapmaktadırlar.

Ya da belli bir renkte sebat eden talebeler vardır. Onlara göre tesettür, siyah demektir. Pardesü veya ferâcelerini hiç çıkarmazlar, hanımlar arasında bile öyle dolaşırlar. Lavaboda yanında bir bayan olsa bile onun yanında abdest almazlar, bu onlara göre takvâdır (!). Babaanne ayakkabıları giyerler, takı takmazlar; göze hitap etmeyen, yaşını büyük gösteren kıyafetler giyerler. Dikkat çekiyorum, gâyeleri ilerde din görevlisi olmaktır.

Arkadaşlarını eleştirir:

“-Siz nasıl hâfızsınız; böyle tesettür mü olur, omuzlarınızı örtün, şöyle bol giyinin, resim çektirmeyin...” diye…

* * *

Yıllar geçer; bu talebe hıfzını tamamlar, kurs ortamından ayrılır. Evlenir, hanımların dünyasında kocaman bir kapı açılır kendisine… Bir kere düğün alışverişinde kimse ona yerde sürünen siyah bol bir pardesü almaz, en pahalı ipekli eşarplar alınır, şöyle renkli, çiçekli... Topuklu ayakkabısız gelin olur mu? Elâlem ne der?

 Derken bu hâfize-takvâ kızımız, tarzını değiştiriverir. Makyaj da yapar, bazen sokağa da öyle çıkar:

“-Beyim böyle istiyor!..” cümlesi de yegâne sığınaktır.

Yeni evli olduğu için günleri evde, internette geçer. Sosyal medyada boy boy fotoğraflarını paylaşır. Hattâ Kur’ân kursundan sonra, üniversite eğitimi almak isteyenler olabilir. Müthiş bir bocalama yaşar bazıları… “Süslümanlaşma” meyli, günbegün artar. Hocasının tesettürünü eleştiren hanım kızımız, aldığı bursları kıyafete harcamaktadır. Eleştirdiği hayatın tam ortasındadır.

 Bu yazdıklarım kurgu değil. Birçok örnekle karşılaştık bu şekilde… Süslüman olmak ne kadar bize aykırı ise, tesettür diye yerde sürünen, aşırı bol, itici görüntüler de o kadar aykırıdır. Biri ifratsa, diğeri tefrittir.

Her yönümüzle bir İslâm karakteri sergilememiz zarurîdir. Şık, ama abartıya kaçmayan, yerine göre süslü, ama mahremiyete dikkat eden bir anlayış… Zira biz hanımlar “görünür olmayı, güzelliklerimizin görünüp takdir edilmesini” severiz. İsteklerimizi, heves ettiklerimizi, dışarda giyemediklerimizi, meşrû daire içinde, hanımlar arasında giymeliyiz.

 Kanaatimce tesettür demek, siyah da değildir. Dikkat çekmemesi kaydıyla farklı renkler tercih edilebilir. Yalnız din görevlisi kardeşlerimizin dışarıda ince çorap, topuz, uçuk renkli dış kıyafet, parfüm-koku vs., makyaj, pantolon gibi hususlara dikkat etmesi bir zorunluluktur.

Toplum, bizim sözümüze değil duruşumuza bakıyor. Duruşumuzdaki incelikler ya da ihmaller “Falan hoca da öyle yapıyor!” tarzında taklitlere yol açıyor. Bilhassa göreve yeni başlayan kardeşlerimizin aldıkları maaşlarla gardırop değişikliğine gitmeleri, biraz üzücü doğrusu…

Velhâsıl, gerek tesettür konusunda, gerek dînimiz konusunda Rabbim, ayaklarımızı kaydırmasın. İstikâmet üzere yaşamayı, kınamamayı, kınanacak hâllerden uzak olmayı cümlemize nasip eylesin, inşâallâh. Âmin.

PAYLAŞ:                

Fatma Çatak

Fatma Çatak

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle