Müslümanın Dilsiz Şeytan Hâli

Bir çığlık, katilin adını haykırıyor!

Gözyaşı sıcacık, tıpkı senin başını yasladığın yastığın gibi.

Kefeni bembeyaz, gökyüzünde seyrine daldığın bulutların saflığında.

Adı şehid, dilsiz şeytanların şâhitliğine inat.

Ey müslüman! Cephede, meydanda, elinden tuttuğu yavrusuyla, dilinde Kur’ân’la İslâm için nefes alan ve yine bu uğurda nefes verenler için, sen ne yapmaktasın?

Duâlar âminlere, âminler göklere doğru haykırılmadıkça sen Müslümanlığın neresindesin?

“Benden uzakta” dediğin müslüman kardeşin mi, “sana dokunmayan derdin verdiği rahatlık” mı yakın olan?!

 “Utanın!..” der gibi tebessümle yatıyor şehid... Üzülmek haddimiz değil, kalanların hâlidir yürek sancısını hak eden... Suriye, Mısır, Arakan, Patani, Doğu Türkistan, Filistin, Afrika... Mazlûm ümmetin haritası.

Verilen nîmet, sanmayalım ki hakkımız, bir lütuftur şükrünü sayıkladığımız her güzellik… Ve huzur bile paylaşmak içindir... Senin rahat günlerinden zulüm gören müslümanın payına düşen bir duâ, bir haykırıştır. Ve esirgeme, ondan hakkını...

Var olmak değil, nerede var olduğundur, önemli olan… Nereye doğru adımlarının istikameti? Duâ çiçeklerinin kokusu hep sana mı esiyor? Bir baba, şehid oğlunun cenâzesini kıldırıyor. Ya sen? Hangi çiçeklerin sarhoşluğundasın, ey müslüman!

Her gün yeni bir tebessümünü keşfettiğin yavrun gibi, o evlat da biricik değil miydi? O da ana kuzusuydu, koklamaya kıyılmayan... Bir yiğit idi, anasının gözyaşına dayanamayan... Şimdi anaların döktüğü gözyaşından haberli midir şehid? Müslüman olduğu için vedâ ettiği dünyayı nasıl da utandırıyor?!

Bu sorular, bir bir yüreklere saplanıyor ey müslüman! Sen daha hangi oyunla oynaştasın?

Hangi yemeğin derdinde, hangi alışverişin telâşesinde, cümleni kurmaktasın? Yüreğini daraltan; işkence gören her müslümanın biriken gözyaşları değil mi?

Ey müslüman! Kardeşlerin katlediliyor, uyan!

Bir duâ için, arın, bütün dünyada bırakacaklarından… Îman tazeleme yarışıdır, bu vicdansız haberler... Doğru kullanırsan kurtarırsın ömrünü; uyanmazsan, kazanamazsın Cennet köşkünü…

Elbet bir hesap vardır, dilsiz şeytanlar için... Elbet bir hüzün vardır, görmemezlikten gelinen zulüm için... Ve elbet yakındır, ellerin yakalara yapışması… Müslüman olarak yaratılmanın hakkını ödemek için acele etmeyenlere bir gelecek vardır, göklerden…

Ey müslüman! Vakit silkelenme vakti!

Rahatlığın rehâvetinde, atâletin asâletinde, kurumuş güllere özenme!.. Mis kokulu Peygambere ümmet olmayı ağza almak için temizlen… Bir tevbe ile aydınlat yolunu ve elini uzat kardeşine. Kardeş ki, İslâm için canını veren, candan öte...

Ey müslüman! Sen ümmetsin, sana yakışan için şahlan!..

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle