Gece İbadeti

 

Gece kalkıp ibâdet etmek ve teheccüd namazı kılmak, Peygamber Efendimiz’e Allah Teâlâ tarafından “farz” kılınmış ve Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yolculuk ve savaş hâlleri dâhil olmak üzere bu ibâdeti aksatmamıştır. Bu ibâdet, O’nun ümmetine de “sünnet-i müekkede”dir. Pek çok âyet-i kerîmede muttakîlerin özellikleri anlatılırken, onların gecenin bir vaktinde kalkarak ibadet ettikleri, Kur’ân-ı Kerim tilâvet ettikleri, duâ ve zikirle Allâh’a yalvardıkları haber verilmektedir. (Bkz: es-Secde, 16; ez-Zâriyât, 17-18, el-Furkan, 64 vb.) Bir hadîs-i şerifte şöyle buyrulmuştur:

“Gece ibâdetine dikkat ediniz! Çünkü o sizden önceki sâlih kimselerin âdetidir. Şüphesiz gece ibadete kalkmak, Allâh’a yaklaşmaya vesîledir. (Bu ibâdet, günahlardan alıkoyar, hatalara kefâret olur ve bedenden dertleri giderir.” (Tirmizî, Deavât, 101)

Bu ibadeti i’tiyad (alışkanlık) hâline getirdikten sonra bırakmak da doğru değildir. Abdullah bin Amr bin Âs -radıyallâhu anhümâ- Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in kendisini şöyle ikaz ettiğini bildirmiştir:

“-Ey Abdullah! Falan kimse gibi olma! Çünkü o, gece ibâdetine devam ederken, artık kalkamaz oldu.” (Buhârî, Teheccüd, 19; Müslim, Sıyâm, 185)

 

 

 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle