Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Bereket, rahmet ve mağfiret ayı “Ramazan-ı Şerîf”i uğurladık. İnşallâh bizden râzı olmuştur. Geçen sayımızda ifade ettiğimiz gibi, inşallah “Rabbimiz, Ramazan’ı hakkımızda mübârek kılmıştır.”

Ramazan’da nefse ve şeytana karşı girişilen amansız mücâdelenin neticesi, “bayram”dır. Böyle bir bayrama erişince “sevinmek, herkesin hakkıdır.” 

Özellikle de nefsinin nihayetsiz isteklerini gemleyip oruç tutan, namaz kılan, Kur’ân okuyan, eşini-dostunu yâd eden, sıla-i rahimde bulunan, fakir ve muhtaçları gözeten, garip ve yetimleri sevindirenlerin hakkı…

Evet, bayramda sevinmek herkesin hakkıdır. Evlatlarının yolunu gözleyen anne-babaların, başları okşanmaya muhtaç gariplerin, huzurevlerine terk edilmiş yaşlıların, hastaların, kabristandakilerin… Onların da sevinmek, hatırlanmak hakları değil mi?

Sizin her hak sahibine hakkını fazlasıyla verdiğini düşünerek, kul olmamızın, insan olmamızın hakkı olan bir mevzuya geçmek istiyorum: Namaz. Bu sayımızda, dergimizin büyük bir kısmını, namazla ilgili yazılara hasrettik. Aslında her bir müslümanın günde 5, ayda 150, yılda 1825 vakit namaz kılmasının emredildiğini düşünmek, bu büyük vazifenin ehemmiyetini aksettiriyor.

Bu kadar sık ve çok miktarda tekrarlayageldiğimiz namaz, bize ne veriyor? Namazı hangi ruh hâliyle kılıyoruz? Yasaksavar gibi mi, hâşâ “nereden çıktı şimdi” der gibi mi? Yoksa gönlü mescidlerde asılı kalmış, namaz vakitlerini iple çeken, kulağı ezânda, yüreği namazda kimseler gibi “bir namaz âşığı” mıyız?

Acaba namazımızın hakkını verebiliyor muyuz? Bunu en basit bir şekilde, namaza devam ettiğimiz müddetçe hayatımızın müsbet taraflarının artıp artmadığına bakarak anlayabiliriz. Eğer hayatımızdaki kötülükler, günah ve hatalar aynı kalıyorsa, hatta artıyorsa, namazımızı gerektiği gibi kılamıyoruz demektir.

Namaz, bir yıkanmadır. Namaz, Allah’ı hatırlamadır. Namaz, kul olduğunu, insan olduğunu, geçici olduğunu hatırlamadır. Namaz, olgunluktur, fazilettir. Namaz incelme, hassaslaşma, arınma, fânîlikten kurtulmadır. Namaz, şefaatçi, nur ve rehberdir. Namaz yücelme, mîraç, sabır ve şükürdür.

Yâ Rabbi, namazın hakkını verenlerden eyle!.. Namazı bizden, bizi namazımızdan râzı eyle!..

* * *

Önemli Not: Belli aralıklarla Altınoluk Dergisi’nde de reklamları çıkmış bulunan “ŞEBNEM PAZARLAMA LİMİTED ŞİRKETİ”nin, dergimizle “isim benzerliği” dışında hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Şebnem Dergisi; kitap, takvim ve internet siteleri gibi kültürel sahadaki çalışmaları dışında hiçbir alanda ticârî bir faaliyet yürütmemekte ve herhangi bir müessese ile ortaklığı bulunmamaktadır. Kıymetli okuyucularımıza saygıyla arz ederiz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle