Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Hayat pınarı, yeryüzüne ilk merhaba dediği andan denize kavuşana kadar kesintisiz bir şekilde akıp gitmekte… Günler günleri, aylar ayları kovalamakta… Nice nesiller, ardına yenilerini bırakarak yok olup gitmekte… Bu süratli ve kesintisiz akış içinde en çabuk biten şey zaman… İnsanlar, zaman sayesinde her şeye sahip olabiliyorlar; ama zamanı tüketenler, her şeyini tüketmiş oluyorlar.

İşte bir “Üç Aylar” ve “mağfiret iklimi”ne daha girdik. Geçtiğimiz ay Receb’i, bu ay Şaban’ı, gelecek ay da Ramazan’ı idrâk edeceğiz.

Böyle kıymetli bir kazanç mevsiminde biz hangi kıymetlerin ardına düşüyoruz acaba? Paramızı, enerjimizi, hayallerimizi, heyecanlarımızı ve en önemlisi zamanımızı, yani ömrümüzü nerede tüketiyoruz?

İnsanların gelişmişlik düzeylerinin (!) “tükettikleri” ile ölçüldüğü zamanımızda, ne kadar vitrin önünde eğleniyoruz? Hangi eşyalar rüyalarımızı süslüyor. Kıyafetler, takılar, koltuk-kanepe takımları, oturma grupları, beyaz eşyalar, arabalar, evler, villalar, köşkler, mâlikâneler, yazlıklar, kışlıklar, bahçeler…

Dünya oyuncakları, ne kadar albenili değil mi? İnsanın ne kadar gönlünü çeliyor? Uğruna nelerden fedakârlık ediyoruz. Geceleri, aşırı borç altında uykularımız kaçıyor, sabahları erkenden “iş”e gidiyoruz, hafta sonlarında, akşamları ek işlerle “mesâî”ye kalıyor ve habire artan masraflarımızı karşılamaya çalışıyoruz.

“-Bir eve bir maaş yetmez, haydi çoluk-çocuk herkes iş başına!..” diyenlerimiz de yok değil!.. Ya da bazı âilelerde şâhit olduğumuz gibi yedisinden yetmişine, kadın-erkek, çoluk-çocuk “ekmek” derdine düşüyor. Oturup birbirlerinin yüzüne bakarak huzurla yiyecekleri bir lokma ekmek yerine “daha fazla harcamak için”, “daha fazla kazanıyorlar”. Zaten günümüzün hayat felsefesi de bu değil mi?

Nasıl olursa olsun “daha çok kazan”, nereye olursa olsun “daha çok harca” ki, “mutlu” olasın!.. Mutluluk, daha çok kazanmanın ve daha çok harcamanın neticesinde ulaşılabilen bir hedef!.. Acaba gerçekten öyle mi?

Bu giriş satırlarında ifade etmeye çalıştığımız “alışveriş çılgınlığı ve tüketim” dosyasına dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Tam da Ramazan arifesinde… İnsanların, daha çok kazanıp daha çor harcayarak değil; daha kanaatkâr olup daha çok paylaşarak mutlu olacaklarını hatırlatmak için…

Gelecek sayıda buluşmak niyazıyla… Allah’a emânet olunuz.

* * *

“Allah’ım Receb ve Şaban’ı hakkımızda mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.” Âmin.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle