Mercimek

Mercimek, Kur’ân-ı Kerim’de adı geçen tek baklagil olarak bilinir. (el-Bakara, 61) Bazı kaynaklar da mercimek ve arpa ekmeğini, “peygamber yiyeceği” olarak kaydeder.

Turuncu ve kırmızı taneleriyle yapılan çorbasını severek içtiğimiz, yeşil taneleriyle de yemek ve salatalarını lezzetle yediğimiz mercimek, tabiî bir protein kaynağıdır. Mercimek, baklagiller familyasından ince gövdeli, kısa boylu, tek yıllık otsu bir bitkidir. Disk şeklinde olan meyveleri kırmızı, sarı ve yeşil renklerde olabilir.

Ülkemiz, mercimek üretiminde başta gelen ülkeler arasındadır. Hasattan sonra mercimek bitkisinin taneleri kuru bakliyat olarak kullanılırken, yeşil kalan otsu kısım ise hayvan yemi şeklinde değerlendirilir. Gelişmekte olan ülkelerde hayvansal gıdaların pahalı olması, insanları protein ihtiyacını nebâtî gıdalardan/kaynaklardan sağlamaya yöneltmiştir. Bu sebeple mercimek üretim ve tüketimi hızla artmaktadır. Ülkemizde de, bilhassa kırsal kesimlerde, toplu yemek yenilen askerî tesisler, hastaneler vb. yerlerde tercih edilmektedir. Tercih sebebi, daha ekonomik olmasıyla birlikte değerli bir protein kaynağı teşkil etmesindendir. Ayrıca vejeteryanların ve kolesterol hastalarının sıkça başvurdukları bir baklagil olmuştur.

 

BESİN DEĞERLERİ

100 gr. kuru mercimeğin içerdiği besin değerleri şöyledir:

340 kalori; 24.7 gr. protein; 22 gr. karbonhidrat; 0 kolesterol; 1,1 gr. yağ; 1,5 gr. lif; 145 mgr. fosfor; 79 mgr. kalsiyum; 6,8 mgr. demir; 6,8 mgr. sodyum; 370 mgr. potasyum; 60 IU A vitamini; 0,37 mgr. B1 vitamini; 0,32 mgr. B2 vitamini; 2 mgr. B3 vitamini ve yüksek oranda folik asit.

Görüldüğü gibi mercimek büyük bir protein deposudur. Protein kalitesi bakımından -her nebâtî proteinde olduğu gibi- düşükse de; miktar olarak etteki protein oranına eşittir. Et yerine mercimekle pişirilen yemeklerin mâliyeti yarı yarıya düşük ve kalitesi az olsa da protein miktarı aynıdır. Böylece protein ihtiyacı, daha ucuza karşılanmış olur.

Mercimek, yüksek kalorisine rağmen şişmanlatmayan bir besindir. Özellikle modern insanın hastalığı olan kabızlığın giderilmesi açısından en ideal besindir. Bütün baklagiller arasında sindirimi en kolay ve en az gaz yapıcı olanıdır.

 

MERCİMEK DOSTLARI

Kalp hastaları: Mercimek, lifli yapısıyla kandaki kötü kolesterolü düşürdüğü için kalp krizi riskini azaltır.

Şeker hastaları: Yine lif oranının yüksek olması, insülin ve kan şekerini düşürür.

Hemoroid hastaları: Yeteri kadar posa ihtivâ ettiği için kalın bağırsakların çalışmasını düzenler, bağırsakları yormaz.

Yüksek tansiyon hastaları: Zengin potasyum içeriğiyle tansiyonu düşürür.

Kansızlık hastaları: En fazla demir içeren bitki olması sebebiyle ve özellikle folikasit ihtivâ ettiği için kansızlığı önler.

Kanser hastaları: İçindeki değerli besin maddelerinin çeşitliliği ve bir arada bulunmasından dolayı kansere yakalanma riskini azaltır.

Ayrıca mercimek, görme gücünü artırdığı gibi sinir ve adaleleri de kuvvetlendirir. Her türlü beyin hastalıklarında faydalıdır. Ayrıca zekâ geliştirici özelliğe sahiptir. Emzikli kadınlarda anne sütünü çoğaltır.

Bizlere düşen de Rabbimizin bu minicik tanelerden oluşan ikramından leziz yemekler yaparak tefekkür ve şükür içinde tüketmek olsa gerek!..

 

FARKLI BİR MERCİMEK ÇORBASI TARİFİ

Malzeme:

2 su bardağı kırmızı mercimek, 1 baş soğan, 1 adet havuç, 2 çorba kaşığı tereyağı, 2-3 adet sarımsak, 1-1,5 çorba kaşığı un, 1 yumurta sarısı, 2 su bardağı süt, yarım limon suyu, bir tutam tuz ve şeker.

 

Yapılışı:

Önce mercimeklerimizi ayıklayıp bir tencerenin içine koyuyoruz. Sonrasında havuç, soğan ve sarımsaklarımızı gelişigüzel bir şekilde doğrayıp mercimeklerimize ilâve ediyoruz. Üstünü kapatacak kadar da su koyup kaynamaya bırakıyoruz. Bu arada suyunu çekerse, biraz daha su ilâve etmemizde mahzur yok. Soğanlar ve havuçlar iyice piştikten sonra, el blenderi yardımı ile bu karışımı püre hâline getiriyoruz.

Başka bir tencerede ise yağımız ve unumuzu kavurmaya başlıyoruz. Bunlar kavrulduktan sonra yavaş yavaş içine çorba karışımımızı ilâve ediyoruz. Topak topak olmaması için hızlı hızlı karıştırıyoruz.

En son 2 bardak sütümüzü, yumurta sarımızı ve limon suyumuzu ufak bir kâsede karıştırıp içine tuz ve şekeri atıp çorbamıza ilâve ediyoruz. İşlem tamamdır, pişinceye kadar sabır… Âfiyet olsun.

PAYLAŞ:                

Nejla Bas

Nejla Bas

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle