İslam’la Namaza Kavuştum-2

Müslüman olunca hayatının akışı nasıl değişti?

Videolardan namaz kılmayı öğrenmeye başladım. Bir taraftan sûreleri ezberlemeye çalışıyordum. Bazen de videodan öğrendiklerimi denemeye başladım. Anneannem ve dedemle aynı evde yaşamama rağmen onlarla pek görüşmüyordum. Odamdan çıkmıyordum. Onlara da:

“-Ben meşgulüm!” diyordum.

Asıl sebep ise, onlara müslüman olduğumu nasıl açıklayacağımı tam bilemiyordum. Daha sonra onlara bir çocuğa anlatır gibi anlattım. Anneannem ve dedem çok iyi ve anlayışlı karşıladılar. Ve:

“-Sen kendini İslâm Dini’ne ait hissediyorsan ve mutluysan, bizim için önemli olan budur.” dediler.

Bana İslâm hakkında sorular sormaya başladılar. Ben de araştırmalarımın neticesinde, öğrendiğim kadarıyla onlara anlatmaya başladım. İslâm’ı tanıdıkça bana çok yardımcı olmaya başladılar. Zaten pandemi sürecinden dolayı her gün evdeydik. Günlerimiz İslâm’ı konuşmak üzere geçmeye başlamıştı. Anneannem ve eşi, İslâm’ı çok merak ediyorlardı. Ben Kur’ân’ın meâlini okuyordum, onlar dinliyordu ve Hıristiyanlık’la karşılaştırıyorduk. Ve ikisi de müslüman olmaya karar verdiler. 69 yaşında kelime-i şehâdet getirip müslüman oldular.

Daha sonra başka şehirlerde yaşayan annemle babama da müslüman olduğumu söyledim. Onlar da:

“-Sen bilirsin, bizim için sıkıntı olmaz!” dediler.

Ben daha önceden müslüman olan insanların hidâyet öykülerini okumuştum. Çoğunu aileleri evden atıyordu. Çevresi ilişkisini kesiyordu. Bu yüzden ben de korkuyordum açıkçası… Fakat benim hidâyet yolculuğumda öyle olmadı, elhamdülillah…

Âilem de çevrem de bana ellerinden geldiğince anlayışlı davrandılar.

 

Kendi kendinize ilk namaz kıldığınızda, ilk secdenizde neler hissettiniz? Tesettüre nasıl girdiniz?

İlk secdemde neden bilmiyorum, çok ağladım. İçim çok ferahladı. O zamanlar müzede çalışıyordum. Başörtü takmak istedim, fakat uzun müddet başörtü alacak bir yer bulamadım. Sonra bulunca aldım. Eve götürüp anneanneme gösterdim.

“-Rengi çok güzel, sana yakışacak!” dedi.

Namazla birlikte aslında tesettüre de alışmaya başlıyordum. Önce sadece namaz kılarken örtüyordum. Sokakta giymek hususunda hâlâ endişeliydim. Çevremden görebileceğim tepkilerden çekiniyordum. Çünkü ülkemde başörtülü hiç kimse yok! Sonra:

“-Artık dışarıda da örtmelisin!” dedim kendime...

İlk defa 2020 Ocak ayında başımı örtüp dışarı çıktım. İçimden, “Etrafındaki meraklı bakışları görme! Başında bir başörtü olduğunu unut!” diyerek yürüyordum. Çalıştığım müzeye de başörtülü gittim. Hiç problem çıkarmadılar. Hattâ müslüman olduğum için örtündüğümü söyleyince de saygı duydular. Dışarıdaki insanlar da beni Venezuela’ya gelmiş bir turist zannediyorlardı.

 

Türkiye’ye gelişiniz hangi vesîle ile oldu?

Müslüman olmama vesîle olan arkadaşım Türk olduğu için Türkiye’yi ve Türk kültürünü merak ediyordum. Daha önce de söylediğim gibi, ben müzede çalışıyordum. Müzenin tarih bölümünde görevliydim. Yeni müslüman olup tesettüre girdiğim sıralarda müzeye bir tabloyu satın almak için üç kişi gelmişti. İkisi erkek ve Türk, birisi de Venezuelalı bir kadındı. Üçü de profesördü. O erkeklerden birisi, beni başörtülü gördüğü için:

“-Sen müslüman mısın?” diye sordu. Ben de:

“-Evet, müslümanım.” dedim.

“-Peki, Venezuelalı mısın?” dedi.

“-Evet.” dedim. Türkçe öğrenmeye başladığımı ve Türkiye’yi görmek istediğimi söyleyince çok mutlu oldular. Bana Venezuela’da çalıştıkları okulun irtibat numaralarını verdiler. O okulda Türkçe kursları düzenlediklerini söylediler. Ben de onlara aradıkları tabloyu nerede bulabileceklerini öğrendiğim zaman iletişime geçeceğimi söyledim. Türk profesör:

“-Seni eşim ve kızımla tanıştırmak isterim.” dedi.

Bu tanışmadan iki hafta sonra pandemi başladı. Tabi, müzeler kapandı. Ben Türk profesörün aradığı tablo hakkında bilgi edinince kendisine mesaj attım. Müzeler kapandığı için çalışamadığımı, bu süreçte Türkiye’ye gitmek için ne gibi imkanlar bulabileceğimi sordum. Bana Venezuela Karakas’ta çalıştığı okulda tarih bölümünde daha iyi şartlarda çalışabileceğimi söyledi. Bu pandemi döneminde işimin olmadığı zamanda Allah bana bir rızık kapısı açmıştı. Bu bana İslâm’ın bu dünyada açtığı güzel kapılardan sadece ilkiydi.

Sonra okula başladım. Profesör, bana nasıl müslüman olduğumu sordu. Ben de Türk yazar Osman Nûri Topbaş’ın eserlerini okuyup etkilenerek müslüman olduğumu söyleyince çok şaşırdı. Çünkü Osman Nûri Topbaş’ın eserleri Venezuela’da hiç bilinmiyor. Ama internet sayesinde merak edenler tanıyabilir.

Profesör, Türkiye’ye niçin gitmek istediğimi sordu. Ben de:

“-İslâm’ı öğrenmek ve yaşamak için… Ayrıca Ben İslâm toplumunun bir parçası olmak istiyorum. Ezan sesini duyarak namaz kılmak istiyorum.” dedim. Profesör de bana, Hüdâyî Vakfı’nın eğitim çalışmalarından bahsetti. Ve:

“-Bu vakıfla senin için konuşacağım!” dedi.

Pandemi sebebi ile Türkiye’ye gittiler. Kasım ayında Venezuela’ya dönünce bana:

“-Sana iyi haberlerim var.” dedi. Ve benim Türkiye’de eğitime kabul edildiğimin haberini getirdi.

 

Türkiye’ye Fasl-ı Bahar Kur’ân Kursu’na gelince Dünya’nın birçok yerinden gelen yeni müslüman olmuş kişileri görünce neler hissettiniz? Kursa alışabildiniz mi?

Öncelikle gelişimin bu pandemi döneminde bu kadar hızlı olabileceğini beklemiyordum. İki ay içinde Türkiye’ye geldim. Buradaki hocahanımlar beni çok sıcak karşıladılar, benimle çok ilgilendiler. Burada Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğreniyorum, bir taraftan da Türkçe öğreniyorum.

Dünyanın çeşitli yerlerinden müslümanlarla tanışmak da çok güzel. Venezuela’da etrafımda hiç müslüman yoktu. Bir anda her ırktan müslüman kardeşim oldu. Müslüman olduğumdan beri ikinci Ramazan’ımı burada kursta geçirdim. Çok özel bir Ramazan’dı benim için… Beraber iftarlar, sahurlar, teravihler yaptık; beraber duâ ettik. Kendimi İslâm’ın bir parçası olarak hissettim.

 

Türkiye’de Osman Nûri Topbaş Hoca ile tanışmayı bekliyor muydunuz? Tanışınca neler hissettiniz?

Açıkçası Türkiye’ye gelince tanışmayı hiç beklemiyordum. Tanışınca hem çok şaşırdım, hem de çok mutlu oldum. Osman Hoca’yı ilk kez mescidde ders verirken gördüm. Sonra da özel olarak tanışınca çok duygulandım. Çünkü Osman Hoca’nın farklı bir enerjisi var. Kitaplarının İspanyolca’ya çevrilmesi sebebiyle kendisine çok teşekkür ettim.

“-İslâm’ı öğrenirken okudum kitaplarınızı…” dedim. Osman Hoca da bana:

“-Bazı insanlar müslüman ülkede ezan sesleri altında doğuyor, ama îmanını kaybediyor. Kızım Allah sana Venezuela’da hiç Müslümanlık işareti olmayan yerde hidayet nasip etmiş, çok şanslısın!” dedi.

 

Venezuela’ya dönünce İslâm’ı tebliğ etmeyi düşünüyor musunuz?

O seviyeye gelince isterim tabi… Ama oradaki şartlar ne gösterir, bilemiyorum. Ben müslüman olduktan sonra internet üzerinden tanıştığım, bana İslâm’ı anlatan arkadaşım:

“-Artık sen müslüman oldun. Sen de İslâm’ı duymayanlara, doğru İslâm’ı öğretmelisin!” demişti. Ben de:

“-İnşâallah yapmak isterim. Fakat önce kendim iyice öğrenip yaşamalıyım. İslâm’ı seçmek, benim hayatta aldığım en iyi ve en doğru kararmış! Bunu yaşadıkça daha iyi fark ediyorum. İslâm’la, namaza kavuştum ve bana fayda etmeyen, hattâ zarar veren şeylerden uzaklaşıp kurtuldum. Böyle güzel bir yerde bulunacağımı hayal bile etmezdim. Allâh’ın lûtuflarına kavuştum burada…

 

Müslüman olduğunuzda zorlandığınız hususlar oldu mu?

Tesettür hususunda zorlandım. Etrafımda göreceğim tepkilerden çekindim. Ama sonra bunu atlattım. Bir de Venezuela’da bir âdet var, insanlar birbiri ile selâmlaşırken iki yanaktan öperler. Bunu artık yapamayacağımı söyleyince şaşırıyorlardı. Ben de genelde uzaktan selâmlaşıp yavaşça kaçıyordum. Neyse ki pandemi çıktı da bu da kendiliğinden çözülmüş oldu. (Gülüyor.)

 

Bu selâmlaşınca tokalaşıp sarılma zorluğu bizde de var. Biz de tokalaşmak ve sarılmak isteyen erkek akrabalarımıza “Haram!” deyip uzaklaşıyoruz. Müslüman olunca hayatımız tercihler üzerine bina oluyor. Ya Allâh’ın emirleri ya da insanların beklentileri… Biz Allâh’ın emirlerini tercih edersek, işte burada imtihanımızı kazanmış oluyoruz.

Sevgili Meryem kardeşimiz, bizimle hidâyet hikâyeni paylaştığın için çok teşekkür ediyoruz. İnşâallah istediğin gibi İslâm’ı öğrenir, Venezuela’da nice hidâyetlere vesîle olursun.

Ben teşekkür ederim, bana bu fırsatı verdiğiniz için…

PAYLAŞ:                

Halime Demireşik

Halime Demireşik

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle