Hikmet Damlaları

BAŞKA BİR MÜLKE YOL YOK!

Sabaha kadar ibâdetle meşgul olan bir zât, seher vakti elini kaldırıp Cenâb-ı Hak’tan hâcet dilemiş. Kulağına hâtiften bir ses gelmiş:

“−Dilediğin olamaz. Bu kapıda senin duân makbul değildir. Var, başının çaresine bak. Fakat sende izzet-i nefis yok ise yalvar, dur!”

Bu sözlere aldırmayıp ibâdetinden kalmamış. İkinci ge­ceyi de yine zikir ve ibâdetle geçirmiş.

Birisi bu zâtın hâline vâkıf olunca ona:

“−Gördün ki, dilediğin şey olmayacaktır. Beyhûde yere duâ edip duruyorsun!” demiş.

Hasretle gözlerinden yakut renkli yaşlar akıta­rak:

“−Ah çocuğum, eğer bu kapıdan daha iyi bir kapı görseydim, buradan umudumu keserek o kapıya giderdim. O benden dizgini çevirmekle zannetme ki, ben onun terkisinden çekerim. Dilenci bir kapıdan mahrum döne­bilir; fakat başka bir kapı daha varsa meraklanmaz, öte­ki kapıya gider. Hâtiften işittim ki, bu mahalleye yol yokmuş, yani bu maksadım hâsıl olmayacakmış. Fakat ne yapayım ki, başka bir mülke de yol yoktur!” diye ce­vap vermiş.

 

GÜNEŞİN ZİYÂSI

Görmüşsünüzdür bağlarda, bahçelerde, dağlarda geceleyin bir böcek çıra gibi parlar. Birisi ona:

“–Ey gece parlayan böcek!” dedi, “Niçin gündüz çıkmıyorsun, saklanıyorsun?”

Yer mahlûkatından olan ateş böceği, bu suâle ne ârifâne cevap verdi:

“–Ben gece gündüz sahradayım, meydandayım. Bir yere saklanmıyorum. Fakat güneşin ziyâsı yanında görünmez oluyorum.”

 

BİR GÖNLÜ SEVİNDİRMEK!..

Bir âbid, Hicaz yolunda her adımda iki rekât namaz kılarmış. Hak yolunda o kadar aşk ve şevk ile gidermiş ki, ayağına batan deve dikenini bile çıkarmazmış.

Âbid bu yolda devam etmekte iken kendini beğen­meye başlamış. Şeytan ona:

“−Kimse senden daha güzel bir sûrette ibadet edemez!..» diye ves­vese vermiş ve onu kuyuya düşürmüş.

Eğer ona Cenâb-ı Hakk’ın lutf u keremi erişmeseydi, kibir ve gurur; onun başını taştan taşa vurur ve un-ufak ederdi. Hâtiften bir ses, o âbide seslendi:

«Ey iyi talihli, güzel huylu kimse, yaptığın fazladan ibâdet ile Cenâb-ı Hakk’a lâyık bir hediye takdim ettim sanma!.. Zira Rabbinin buna ihtiyacı yoktur. Bir iyilik ederek, bir gönlü sevindirirsen, bu, her menzilde kılacağın nafile bin rekât namazdan daha efdaldir.»

 

KAZANMAYA HEVES ETMEK

Bir ­gece yatsı namazını kılmadan uyuyan, tembel oğluna babası şöyle nasihat verdi:

“−Çocuğum, eğer insan isen düşün ki, kimse çalışmadan bir makama eri­şemez. Çalışmayan fikrin, varlığı ve yokluğu birdir. Oğlum, kazanmaya heves et. Zarar etmekten ve sahip olduğun şeyleri yitirmekten kork. Çünkü boş gezenler, her zaman her şeyden yoksun kalmaya mahkumdurlar. Kul olduğunu düşün. Cenâb-ı Hakk’ın emirlerine boyun eğ. Çünkü O’nun gibi başka bir ilâh bulamayacaksın.”

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle