Hâtıralar

Teslimiyet

İstikameti perçinleyen bir husus da “teslimiyet”tir. Teslimiyet, önce Allah’a ve O’nun Rasûlü’ne, sonra da onlara ulaştıracak ehliyetli rehberlere yapılmalıdır.

Teslimiyet ehli fuzûlî sevinmez, fuzûlî öfkelenmez. Hayatımız hep îtidalli olmalıdır, hiçbir şeyin aşırısı hoş olmaz. Dünyanın bir misafirhane olduğunu daima nefse duyurmalıdır.

Teslimiyet, daima Cenab-ı Hakk’adır. Bazı insanlar, yemez, içmez, uyumaz her fırsatta vaktini ibâdetle geçirir, dağlar kadar ibadeti olur; bir başkası ise yer, içer, yatar, zarûrî seviyede ibâdetlerini devam ettirir, ama ikisinin de derecesi aynıdır, çünkü ikincisi kalben teslim olmuştur. Teslimiyet bu kadar mühimdir.

 

Muhabbet

Teslimiyet, “muhabbet”e muhtaçtır. Sevmeden teslim olunmaz. Nefsin boynunu büken, şeytanı acze düşüren muhabbettir. Başta Allah rızası, başka gaye olmamalı… İş maddiyata dökülünce bağlar gevşer. İkinci mevzû ihlastır. Mevlânâ hazretlerinin buyurduğu gibi: “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol!”, kalbinle dilin bir olsun. Arkadan teslimiyet gelir. Teslimiyeti olan rahata kavuşur.

Kalbe önce Allah ve Peygamber sevgisini, sonra da evliyaullâh sevgisini yerleştirmelidir. Çünkü dostu sevmek için dostun dostunu da sevmek gerekir. Bunun için ashab-ı kiram menâkıbını sıkça okuyun. Şahsen ben, Hazret-i Ebûbekir Efendimiz’in hayatını okudukça içime ferahlık gelir.

İnsan Rabbini severse, herkesi sever, hatta hayvanâta varıncaya kadar bütün yaratılmışları sever. Zira o mahlûkât da, Allah’ın eseri, sanatı ve himâye için bize verdiği bir emâneti…

İnsanoğlunun üç tuzağı vardır. Bunlar; servet, şehvet ve şöhrettir. İnsan bunlara kapılıp aldanırsa zelil olur. Kim fânî lezzetlerden vazgeçerse, ona mânevî lezzetler ihsân edilir.

Bazıları nasihat ettiğiniz zaman söz dinler gibi oluyorlar, ancak işlerine gelmeyen hususları gizli gizli yürütüyorlar. Ne faydası var, ölçü Cenâb-ı Hak olacak. Allah’ın emir ve yasaklarına teslimiyet gerekli… İnsanların sevmesi veya takdir etmesi önemli değil. Mühim olan Cenâb-ı Hakk’ın râzı olması… Rabbimiz şuur versin. Âmin.

 

Merhamet ve Hizmet

Bu teslimiyet ve muhabbetin neticesinde “merhamet” ve “hizmet” tezahür eder.

Tasavvuf yolunda istifade edebilmemiz için seherlerde kalkmalı, dînî meclislerde bulunmalı, hizmeti başkasından beklemeden yapmalı, nefsimizle meşgul olup merhamet, şefkat ve af sıfatlarından istifade etmelidir. Merhametli olanlar, mahşerde herkes hesapla uğraşırken Hak Teâlâ ile sohbet edecek kimselerdir. Merhamet konusunda insanlar farklı farklıdır. Bazıları sadece kendi çocuğuna merhametli iken bazıları umûma karşı bir merhamet içerisindedir.

Hizmet çok mühimdir. Ashab-ı kiram, Peygamber efendimizin hizmetine can atmış, onun bir sözüne bile “Anam babam sana fedâ olsun!..” diyerek karşılık vermişlerdir. Onlar bu teslimiyet, muhabbet, itaat ve hizmetlerinin karşılığını hem bu dünyada, hem de âhirette fazlasıyla almışlardır. Allah bize de onların bu mükâfâtlarından hisseler nasip eylesin. Âmin.

PAYLAŞ:                

Zahide Topcu

Zahide Topcu

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle