Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

 

Yeryüzündeki hemen hemen bütün canlı varlıklar, erkek ve kadın şeklinde çift olarak yaratılmışlardır. Varlıklarının devamı da yine bu çift olma keyfiyetine bağlıdır. Bu temel kaideden, insan da istisna değildir.

Bu yüzden insanlık tarihi, bu iki cinsin beraber yapıp ettikleri ile şekillenmiştir. İyi veya kötü, yapılan her şey tarihin sayfalarında yerini bulmuştur. Biz de bu sayımızda tarihin az bakılan bazı sayfalarını, kadınların geçmişte bıraktığı izleri birlikte ziyaret edelim istedik. Aslında bu çok geniş bir konu… Öyle birkaç sayfayla izah edilecek bir şey değil… Ama biz, ağzınıza bal çalmak kabîlinden sadece bazı hâtıraları gündeme taşımakla yetindik. Daha söylenecek pek çok şey, anlatılacak pek çok kimse var. İnşallah yeri geldikçe bunları da peyderpey işleriz.

Bu sayımızda Aynur Mısıroğlu hanımefendinin son yazısı çıkıyor. Kendisine yakın tarihimize yapmış olduğu hüsn-i şehâdet için teşekkür ederiz. Kendisi dergimizin renk harmanında güzel bir akis bıraktı. Bu son yazısını da, hepimizin ismini çokça duyduğu, ancak fazla bilgi sahibi olamadığı merhume “Fatma Feride Topbaş” annemize tahsis etti. Vefâtının sene-i devriyesine denk gelen bu yazı vesilesiyle Fatma Feride annemizi de rahmetle ânıyoruz. Allah mekânını cennet eylesin.

Bu ayın 16’sı, Mevlid Kandili… İnşallah, önümüzdeki sayıda bu konuya özel yer vermeyi düşündüğümüz için, sadece bu takdim yazısında hatırlatmakla yetiniyoruz. Cenâb-ı Hak, “Velâdet-i Nebî”yi, tekrar bütün âlemlere rahmet eylesin.

Son olarak geçen sayımızda bahsettiğimiz “Şebnem Kitapları” serimizin bu ay neşredilen eseri “Damladan Deryaya”… Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi’nin dergimiz sayfalarında takip ettiğiniz seri hikâyeleri bir araya getirildi. Pırıl pırıl mizanpajıyla meraklılarını bekliyor.

Gelecek sayıda tekrar buluşuncaya dek Allah’a emanet olunuz.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle