ERTELENEN SORULAR

İnsanlar, kendi yaptıklarından çok, başkalarının yapamadıkları işleri neden anlatırlar?

Bu, onların mütevâzî mi, yoksa fesad olduğunu mu gösterir?

İnsanoğlunun garip davranışları üzerine binlerce aklıma gelen soru karşısında çaresizce yine susuyordum. Bu sorulara henüz cevap veremeden, şehrin bir yerinde herhangi birinin yaptığı hatalı davranışın, insan zincirin halkalarını dalgalandırarak, zamanı gelince bana da dokunabileceğini fark etmem de üzerine eklendi.

Yine de bir cevabı olmalıydı bütün bu olanların... İnsanları karşıma alıp sormalıydım, sırası gelen sorularımı!

Neden hissedemediğin her duygunun acısını, onu yaşayan bir yürekten çıkardığını?

Bir başarının sahibini gölgede bırakmak için, güneşe yalan iltifatlarda neden bulunduğunu?

Tebessümlerinin ardından, dedikodularıyla sevdiklerinin diri diri çiğnemelerinin sebeplerini bir bir sormalıydım…

Merhametsizliğin kardeşi bencillik olduğundan beri, muhtaca sırtını dönüp gidenlerin nasıl bir dünyası vardı, keşfetmeliydim?

Yoksulun sırtından geçinerek zenginliğin keyfini sürenlere ayna tutmalıydım. Körpe beyinleri, boş sözlerle avutanlara, kendi evlatlarını hatırlatmalıydım.

Müslümanlığın yaşanmadığı her güne yas tutmalı, yüce Yaratıcının anılmadığı her dakikaya âh etmeliydim.

Nice dile gelmeyen her sorum için sayfalar biriktirmeliydim yüreğimde... Ve bütün bunlara cevap hakkı tanımadan, onlara bu dünyanın bir sonu olduğunu, karşılarında dimdik durarak haykırmalıydım! Bu dünyada niçin var olduklarını en acılı sözlerimle ruhlarına işlemeliydim.

Gözlerini kırpmadan harcadıkları her insan için bir cümle savurmalıydım yüzlerine...

Kim kimin ardından hızla çukur açıyor, bilinmeyen dünyanın örtülerini kaldırmalıydım.

Dualarımla bir yol çizmeliydim kendime, başkalarının yoluna sapmadan doğru bildiğim beyazlıklarda ulaşmalıydım derinliğe...

Dünyanın çıkış kapısına gelmeden, haksızlıkların izlerini silmeliydim. Ve öğretmeliydim sevmeyi bilmeyenlere… Her şeye rağmen bir tebessümü, her yüreğin hak edeceğini fark ettirmeliydim. Her kalbin huzura ihtiyacı olduğunu bilerek onları mutluluğa özendirmeliydim. Hissedemedikleri her inancı, onlara düşlerinde de olsa göstermeliydim. Anlatmanın üzerime farz olduğunu unutmadan, onların günahlarını unutmalıydım.

Her yeni günde duâ etmeliydim… Zaman geçtikçe biriken sorularımın, beni bir gün tükenerek terk edeceğini, en azından umut etmeliydim.

Ve her şeye rağmen sevmeliydim.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle