DERİNLERİMDESİN

Huzuru bulan herkesin dilindesin… Seni sevenler korkmaz karanlıktan…

Benimse, Sana adanan ömürlerin yanında söner içim… Onlar mutluluktan coşarken ben sadece izlerim.

Küçülürüm, ezilirim Sana olan muhabbetlerinin yanında… Aynalara bakamam; sensiz geçen günlerimin hesabından korkarım.

Özenirim, Seninle başlayan cümlelere… Gıbta ederim, Sana yakın olan ruhlara... Utanır bedenim insanlığından… Niçin bu dünyada nefes aldığını unutmuş her “çaresizin” rolünü ben üstlenirim? Üzerime sıçrayan her bir günah; sıyrılıverir kirlerinden ve suç yine bana kalır. Çünkü Sana olan ilgisizliğimdir, her birinin sebebi…

Sende aramadıklarımı, yanlış olan her şeyde bulduğumu sandığımdandır başıma gelen hüzün günleri…

Yaprakların dalından kopmasını, fırtınaların beni şiddetle sarsmasını mevsimlere bağladım… Ve güneş de beni terk edince, Sensizliğimin aslında kimsesizliğim olduğunu anladım.

Yüreğimde, Sana lâyık olmayan makamında, sessizce kapına gelmemi beklerken, ben hatalarıma giden yollarda sahte gülücüklere sevindim. Buruk hasretim, Sana kavuşmayı beklerken, ben başkalarıyla tanıştırdım onu… Başka yüzlerde aradım, Sana adanan güzelliği…

Bir boş tesellim vardı; dünya… Kayıp giden zamanın acısını omuzlarıma yükleyerek bende bıraktığı izleri görmeyen bir kalbim vardı. Nerede, ne için var olduğumu aklıma getirmeyen bu sinsi dünya telâşesi, yorgun gözlerimden okunurken, sen yoktun hislerimde... Seninle olanlar kopkoyu karanlıkta koşarak ilerlerken, ben puslu penceremden sabah olmasını beklerdim. Sana olan muhabbetleri bir nûr hediye ederdi onlara, bense içi boş ambalaj kâğıtlarında arardım sevincimi…

Evet, bir şeyler eksik, ama ben hâlâ bu dünyada varım, ayaktayım diyordum.

Vicdan azabımın sesini kısarak haykırıyordum içime bu sözleri... Ama nâfileydi… Bir yanım “Sen” diye ağlıyordu ve Seni yaratan her ân izliyordu benim zavallılığımı…

Sanki bana uzaktın…

Ama derinlerimde Sana sakladığım, kimseyle paylaşamadığım sevgin vardı.

Sen derinlerimdeydin. İçimde bir yerde Sana gelmemi bekliyordun. Yüzsüzlüğümü de yanıma alıp geldiğim kapında her şeye rağmen bana tebessüm ediyordun. Biliyordun bir gün Sana döneceğimi, biliyordun fıtratımdaki varlığını… Ve Sen adına yakışır şekilde ağırlıyordun… Kapında bekletmeden buyur ettiğin ân içimde büyüyordu gün geçtikçe… Ve gözyaşlarım Sana yol alırken Sen varlığınla beni ben yapıyordun.

Ve anladım ki, Peygamberim olduğun içindi bu merhametin… Çünkü Sen, Allâh’ın sevgilisisin, âlemlere rahmetsin… Benimse her şeyim.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle