Su Kasidesi -8-

Su yolın ol kûydan toprağ olub dutsam gerek Çün rakîbümdür dahi ol kûya koyman vâre su (Toprak olup su yolunu, sevgilinin bulunduğu yere gitmesin diye, tutmalıyım. O mahalleye gitmesini engellemeliyim. Çünkü su benim rakibimdir, o yere gitmesine göz yumamam.)

Sanatlar: “Toprak olmak” deyiminin kullanılması ile irsâl-i mesel”, suya hem rakip olma, hem de aynı sevgiliye âşık olma vasfı yüklenerek “su”yun kişileştirilmesinde teşhis”, toprak olmak deyiminin hem ölmek, hem de set olmak mânâsında kullanılmasında “tevriye”, su, su yolu ve set olmak kelimelerinin kullanılmasında tenâsüb” sanatı yapılmıştır.

Divan edebiyatında her beyit, kendi mânâ bütünlüğü içinde verilirken, bu beyit mânâ bütünlüğü kendisinden sonraki beyitte verileceği için “merhun” bir beyittir.

 

Gönül Gözüyle Mânâsı: Âşığın, mâşukuna ulaşmak için sürekli gayret göstermesi, rakiplerini sevdiğinin etrafında görmek istememesi ve bunu engellemek için çaba sarf etmesi aşkın tabiatındandır.

Şâir; “su”yun da Sevgili’ye (Peygamber Efendimiz’e) âşık olduğunu, bu sebeple hep O’na giden yollarda bulunduğunu söylüyor. Burada âşığın rakibi olan “su”yun yolunun kesilmesi gerekir ki, böylece O’na ulaşamasın, Sevgili sadece ona kalsın…

Derviş olana lâzım olan aşk-ı Hüdâ’dır

Âşıkın nesi var ise, mâşuka fedâdır

“Toprak olup suyun yolunu tutmak”tan maksat; hem “suyun önüne topraktan bir set olmak”, hem de “ölüp toprak olana dek bu yolda rakiple mücadele etmek” mânâsında iki anlama gelecek şekilde kullanılmıştır. Ve şâir âdeta:

“Sevgilinin mekânına giden suyun yolunu kesmek için gerekirse toprak olurum! Çünkü o benim rakibimdir, onun yâre varmasına, ulaşmasına izin veremem.” demek istemektedir.

Sevdiğini gerçekten seven âşık; O’nu kimseyle paylaşamadığı ve dahî bir başkası O’nu kendisi kadar sevmesin diye, en üst menzil olan “gayret” makamında bu aşka tâlip olarak, O’na giden bütün yolları tutmuştur.

Sevdiği için ölümü göze almak, aşk şehidi olmak, sevgide samimiyetin nihâî noktasıdır.

Muhabbetin mâhiyetinde mahfiyet, birleşik kaplar kanunu misâli ayniyet, âşıkın mâşukta fenâ bulması, sorgudan-suâlden berî olması gibi hâller vardır. Bu makamın nihayeti; insanın gönlünde meveddet pınarları, ilâhî rahmet çağlayanları fışkırtır ve dıştan içe, ferdiyetten cemiyete, kesretten vahdete, kullara ve nefsânî arzulara kulluktan gerçek kulluk makamı olan Allâh’a muhabbet ve ubûdiyete doğru muhteşem bir yolculuğa dönüşür.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle