O Hep Vardı

Güzel annem, ben neyim?

Anlat da öğreneyim.

Nerden gelir yolumuz?

Neye varır sonumuz?

* * *

Benim akıllı yavrum,

Sensin benim gururum,

Hak’tan gelir yolumuz.

Hakk’a varır sonumuz.

Varlığın başı-sonu,

Kulak ver, dinle bunu:

Allah ile başlıyor

Her işi O işliyor,

Bizler, O’nun kuluyuz.

Bu yüzden çok mutluyuz.

 

YALNIZ BİR ALLAH VAR

 

Benim sevgili annem,

Gayet bilgili annem,

Oturalım yan yana,

Allâh’ı anlat bana…

* * *

Benim akıllı yavrum,

Sensin benim gururum.

Bu varlığı yaratan,

Bu dünyayı donatan,

Her şeye düzen veren,

Bu düzeni sürdüren,

Yalnız bir Allah vardır.

O varsa, her şey vardır.

Birdir, benzeri yoktur.

Âlemde dengi yoktur.

Bilir, görür en iyi,

Canlı cansız her şeyi…

Sınırsızdır bilgisi,

Kuşatmıştır herkesi…

Her şeye gücü yeter.

Dilediği iş biter.

Sınır yok kudretine,

Denk yoktur kuvvetine…

Takdiri Rabbimizin,

Dünyaya gelmemizin…

* * *

Gerçek sebebi O’dur,

Doğru söz işte budur.

Görür gözetir bizi,

Çok sever hepimizi…

Sevginin kaynağı O.

Şefkatin odağı O.

Kulak ver, dinle bunu,

Gör, Allah’ın lütfunu…

* * *

Düşün, sen bir bebektin.

Bu hâle nasıl geldin?

Edersen eğer merak,

Annenin göğsüne bak.

İki çeşme yaratmış,

Ak süte neler katmış.

Rabbim etmiş hediye,

Sen büyüyesin diye…

İçecek nesneler çok,

Sütten yararlısı yok!

Her canlıya rızkını,

Gönderir erzâkını…

Besleyip büyüten O,

Bizleri eğiten O!

Rızkı verene şükür,

Bizi görene şükür.

 

 

HER ŞEY O’NA TANIKTIR

 

Sevgi kucağı annem,

Şefkat ocağı annem,

Bu varlığa âhengi

Veren kim, var mı dengi?

* * *

Benim meraklı yavrum,

Sensin benim gururum.

Bil ki, Allah her şeyi,

Yaratmıştır en iyi…

Zerreden küreye dek,

Say istersen teke tek,

Bir kusur göremezsin,

Eksiklik bulamazsın.

Aylar, yıllar, mevsimler;

Hep birbirini izler.

Milyarca yıldan beri,

Kalmaz yolundan geri…

Kim kurar bu saati?

Kim görür bu hizmeti?

Onu kurana şükür,

Bize sunana şükür…

 

 

TABLOYU BOYAYAN KİM?

 

Benim şefkatli annem,

Sözü hikmetli annem.

Böyle konuştukça sen,

Mutlu oluyorum ben

* * *

Benim sevgili yavrum,

Sensin benim gururum.

Zihnin ne kadar berrak,

Bir de şu doğaya bak!

Her şeyin aslı toprak,

Nedir gördüğün bu fark?

Havası, suyu aynı…

Bahçesi, bağı aynı…

Renk ve şekiller neden?

Hep farklı birbirinden…

Yeşil, sarı, kırmızı,

Alı, moru, beyazı…

Nedir bu renk cümbüşü?

Ne güzel görünüşü…

* * *

Her renkte açık, koyu;

Doğadaki tabloyu,

Hangi ressam boyuyor?

Bakmakla doyulmuyor.

Bunları iyi oku!

Düşün, nedir bu koku?

Bu koku topraktan mı?

Tohumdan, yapraktan mı?

Renk ve koku verene,

Bize ikram edene,

Sonsuz şükürler olsun!

Gönüller safâ bulsun.

 

 

KANDİLLERİ YAKAN KİM?

 

Cana can katan annem,

Pek hoş anlatan annem.

Bana bir hâl oluyor

İçim kıpırdanıyor,

Âdeta uçacağım

Gökle buluşacağım

* * *

Yavrum, öyleyse dinle!

Düşünelim seninle;

Dön de yıldızlara bak!

Bizden ne kadar uzak…

Gökler, deniz inan ki,

Yıldızlar gemi sanki…

Her biri dengesinde,

Yüzer yörüngesinde…

Düşün, bir de bak hele,

Gökte iki kandile…

Muhteşem ayla güneş,

Sanırsın iki kardeş…

* * *

Süslerler dünyamızı,

Aydınlatırlar bizi…

Güneş, ışık kaynağı…

Isının da ocağı…

Yakıtı hiç tükenmez,

Yandıkça yanar, bitmez.

Düşün, yavrum bunları!

Evrende olanları…

Çok şükür Rabbimize,

Yer-gök hizmetçi bize…

Gece-gündüz, kış ve yaz

Ne kadar şükretsek az.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle