Kırmızı Etten Kaçmalı Mı?

İnsan, hayatını tamamen sebzelerden oluşan diyetlerle (beslenmelerle) devam ettirebileceği gibi yalnızca etlerden oluşan diyetlerle de devam ettirebilir. Fakat en iyisi, Allah’ın bize ihsan ettiği her türlü nimetten yeterli ve dengeli bir biçimde faydalanmaktır.

Yıllar boyu bazı kesimler tarafından kırmızı et ve ürünlerinin sağlığa zararlı olduğu söylenmiş; ete dayalı beslenmeyle aşırı şişmanlık, kalp ve damar hastalıkları, kanserojenik tehlikeler yaşanabileceğinden sıklıkla bahsedilir olmuştur. Öyle ki, bu durum toplumda kırmızı et tüketmemenin daha yerinde olacağı kanaatini doğurmuştur.

Doğru, elbette her gıdayı bilinçsiz tüketmenin zararları vardır. Ama kırmızı et, beslenmemiz açısından son derece faydalı bir gıdadır. Ne var ki, bilerek veya bilmeyerek yapılan bazı yayınların, hatta ticârî rekabet açısından medyatik yönlendirmenin tüketiciyi kararsızlığa götürdüğü de bir gerçektir.

Kırmızı eti bilinçli bir şekilde tüketerek sağlıklı beslenmeye sahip olabiliriz. Öyleyse önce et yağlarının kolesterol, aşırı şişmanlık, kalp-damar hastalıklarıyla ilişkisini incelemekte fayda var.

Kırmızı et en az % 1, en çok % 5, ortalama % 3 yağ içerir. Yağlı etin 100 gramı en çok 120-130 kilo-kalori verir. İşte bu enerji, normal bir insan için aşırı yük değildir, yani normaldir. Yağ oranı en çok % 20’lere çıkan bir ette ise, enerji değeri (100 gr ette) 450 kilo-kaloriden yukarı çıkmaz ki, bu da normaldir.

Yağsız sığır eti ve diğer bazı gıdaların enerji değerlerini bir tablo hâlinde verirsek kırmızı etin sağlık açısından faydası daha net anlaşılmış olacaktır.

 

 

Su %

Protein %

Yağ %

Enerji (kilo-kalori/100 gr)

Kırmızı Et

75

20

3

110-120

Süt

87

3,5

3,5

68-70

Yumurta

74

12-13

11,5

163

Beyaz Peynir

60

17

20

250

Ekmek

35-37

9

08

225

Tereyağ

15

0,16

81

720

Patates

79-80

2

0,1

76

Elma

85

0,2

0,6

58

 

Tabloda 100 gramlık besinlerdeki kalori değerleri görülüyor. Bundan anlaşılacağı üzere etteki kalori miktarı diğer gıda maddeleriyle mukayese edildiğinde çok fazla bir enerji değildir. Hatta sakatatlardaki (karaciğer, böbrek, dalak, beyin gibi) enerji de etteki gibi düşüktür. Buna karşılık salam, sosis, sucuk, kavurma gibi ürünlerde enerji, etin 4-5 katına yükselebilir. Bu nedenle düşük enerjili diyet gereken kilolu kişilerin, bu ürünlerden kaçınmaları gerekirken kırmızı et, sakatat ve beyaz etleri çekinmeden, yeterli oranda tüketmelerinde hiçbir mahzur yoktur.

Çağımız medeniyetinin, insanoğluna sağladığı türlü konforlar, insanları masa başına ve otomobile bağlı ve bağımlı hâle getirmiştir. Bu da beraberinde aşırı şişmanlığa sebep olmuştur. Günlük enerjinin büyük bir bölümünü az hareketlilik ve rahat çalışma şartları altında harcayamayan insan, elbette ki, fazla kilo problemi yaşayacaktır. Mesela günlük 3000 kilo-kalori enerji gereken kişinin bu enerjinin yarısını etten alması için % 18 veya % 20 yağ içeren etten 3 kg yemesi gerekir ki bu, imkansızdır. Demek ki, ete karşı öğretilen yarı-bilimsel hücumların arkasında rant sağlayan büyük şirketlerin propagandasının olabileceğini de unutmamak gerekiyor.

Sonuç olarak insan, tek yönlü beslenmeyi terk ederek her çeşit helâl ve temiz gıdadan yeterli ve dengeli bir beslenme alışkanlığı kazanmalıdır. Bununla birlikte kazandığı enerjiyi harcayarak bunun yağ şeklinde vücutta toplanmasını önlemelidir.

 

Kuş Etleri ve Tavuk Eti

Allah Teâlâ, Vâkıa Sûresi’nin 21. âyetinde cennetliklerden bahsederken onlar için canlarının çektiği kuş etlerinin olduğunu bildiriyor. Burada “kuş eti” denince; tavuk, hindi, piliç gibi beyaz etler de akla gelmektedir. Bunlardan günümüzde en yaygın olarak tavuk eti kullanılmaktadır, dolayısıyla tavuk etinin etler içerisinde diğerlerine göre beslenmede daha önemli bir yeri vardır.

Tavuk etleri, özellikle son yıllarda kırmızı etten daha ucuz bir hayvanî protein kaynağı olduğundan çokça tercih edilir olmuştur. Tavuk eti, hemen hemen sığır etiyle aynı protein değerine sahiptir. Fakat en çok % 1.5 yağ içeriğiyle yağsız sığır etinden daha az yağ ihtiva eder. Pişirilmesi de daha kısa zaman aldığı gibi sindirimi de o oranda kolaydır.

Her yaştaki insanın çekinmeden yiyeceği tavuk ve hindi etinin fevkalâde bir özelliği daha vardır: Beyin faaliyetini kolaylaştırması ve hâfızayı uyarması.. Nitekim son yıllarda ABD’li araştırmacılar, tavuk çorbasının hafızayı güçlendirdiğini ve sinir hastalıklarını iyileştirdiğini tespit etmişlerdir. Bu durum tavuk etindeki “lisetin” maddesinden kaynaklanmaktadır. Lisetinin hafızayı kuvvetlendirdiğini söyleyen uzmanlar, bu maddenin bazı ilaçlar yoluyla hastaya verildiğini söylüyorlar. Ama en tabii yolu, tavuk eti yiyerek vücuda bu maddenin girmesini sağlamaktır.

PAYLAŞ:                

Nejla Bas

Nejla Bas

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle