DOĞMAMIŞ KIZ ÇOCUĞUNA NEŞTER

Hindistan ve Çin’de, kadın ve erkek nüfusu arasındaki fark giderek açılıyor. Doğacak çocuklarının cinsiyetini öğrenen âileler, çocuk kız ise aldırma eğiliminde... Hindistan 1994’te çocuğun cinsiyetinin önceden bilinmesini yasaklamıştı.

Dünyanın birçok ülkesinde, yeni doğan bebeklerin cinsiyet dağılımında dengesizlik artıyor. Özellikle Hindistan ve Çin’de son yıllarda erkek bebeklerin sayısı daha fazla... Sebebi ise, Hintli ve Çinli âilelerin kız çocuklarının doğmasını teknolojik yöntemlerle engellemesi...

Hindistan’da yapılan bir araştırma, farkı açıkça ortaya koydu. Ülkede 1000 erkek bebeğe karşı ülke genelinde 927 kız bebek doğuyor, hatta bazı varlıklı kentlerde kız bebeklerin sayısı, 1000 erkek bebeğe karşı 800 dolayında.

Ayrıca ultrasonografi ile çocukları daha doğmadan cinsiyetini öğrenen birçok âile, kız çocuklarını aldırıyor. Hindistan 1994 yılında bir yasa çıkararak, doğum öncesi cinsiyetin belirlenmesini yasaklamıştı. Bunun, cezâya tâbî olduğunu belirten, Hintli kadın hakları savunucusu Ranjana Kumari, şu bilgileri veriyor:

“-Bu yasa, hâmilelik sırasında bebeğin cinsiyetini belirleyen ya da yönettiği klinikte ultrasonografi cihazını resmî makamlara bildirmeyen doktorlara, 3 ay ile 7 yıl arasında değişen hapis cezaları öngörüyor. Ancak, bu yasa şimdiye dek etkili olamadı, hayata geçirilemedi. Bu yüzden aldırılan kız embriyonların sayısının sürekli arttığını görüyoruz.”

Çin Halk Cumhuriyeti’nde de giderek daha fazla âile, erkek çocuğu tercih ediyor. Bu ülkede de çok sıkı bir biçimde uygulanan “tek çocuk politikası” sonucu, nüfusun aşırı derecede artması önlendi, doğum oranı yüzde 3.7’den yüzde 1.29’a düşürüldü.

Ancak, bu tedbir, aynı zamanda cinsiyetler arasında dengesizlik oluşmasına da yol açtı. Çünkü sadece tek bir çocuk sahibi olabilen âileler; o hâlde bu tek çocuğun erkek olmasını istiyor ve Hindistan’daki gibi, önceden çocuğun cinsiyetini öğrenerek, kız ise aldırıyorlar. Bu eğilimin devam etmesi hâlinde, Çin’de gelecek 10 yıl içinde kız çocuk sayısı 40-60 milyon azalmış olacak.

Bunun doğuracağı toplumsal sonuçlar karşısında uyarıda bulunan UNICEF’ten Helga Kuhn, “Birçok genç erkek, günün birinde evlenecek kız bulamayacak. Vietnam ya da Çin’de, erkeklerin şimdiden eş bulmakta zorluk çektiğini ve bu sebeple kızların ticârî mal olmaya başladığını görüyoruz. Yani insan ticaretine yeşil ışık yakılmış oluyor. Aynı zamanda erkekler arasında şiddet eğilimleri de artıyor. Çünkü âile kuramayan, toplum içinde görev üstlenemeyen birçok genç, hayatını anlamsız olarak görüyor. Bu durumun savaşlara kadar yol açtığına dâir örneklerin tarihte pek çok yeri var.”

Bunun sebeplerini inceleyen araştırmacılar, birkaç kız çocuğu olan âilelerin, daha fazla kız çocuk sahibi olmamak için, dişi embriyonları kürtajla aldırdığını tespit ettiler. Kumari, bunun Hindistan’da “toplumsal bir fenomen” olduğunu söylüyor:

“Bu toplumda erkekler egemen... Kadınlara karşı aşırı bir dışlama söz konusu. Kadınlar daha doğar doğmaz aşağılanmaya başlıyor; âileler, erkek çocuk sahibi olmayı arzu ediyor. Kız çocuklar, iyi beslenme ya da iyi bir eğitimden mahrum bırakılıyorlar. Daha sonraki hayatlarında da kötü muâmeleye, dışlanmaya, aşağılanmaya mâruz kalıyorlar.”

Hindistan ve Çin büyük bir hızla gelişen iki ülke… Amerikan Worldwatch Enstitüsü’nün son tahminleri, bu iki ülkedeki ekonomik büyümenin, 21. yüzyılın en büyük fenomenlerinden biri olduğu yönünde. Ancak, ekonomik ilerleme, şimdiye dek kızların ve kadınların toplum içinde daha fazla hak ve daha fazla saygınlık kazanmasına katkıda bulunmadı. (Ana Lehmann, Deutcshe Welle, 25 Ağustos 2006)

 

Hindistan’da Kız Çocuk Kürtajıyla Mücâdele

Birçok Hintli âilesinde erkek çocukları, kızlara yeğ tutuluyor.

Bunun sebebi, erkeklerin çalışıp para kazanabilmeleri ve evlenecekleri zaman çeyize gerek olmaması...

Hâmilelik döneminde bebeğin cinsiyetini belirleyen ultrason cihazlarının yaygınlaşması soruna yeni bir boyut getirdi. Kızları olacağını öğrenen anne adayları, kürtaj olmaya başladılar. Ülkede bu yolla, her yıl yarım milyon ceninin hayatının sonlandırıldığı belirtiliyor.

Hindistan Hükümeti, ülkedeki bu yaklaşımı değiştirebilmek için kız çocuk doğuran ve büyüten âilelere para yardımı yapacağı bir program başlattığını duyurdu.

Hindistan’daki ekonomik, siyâsî ve sosyal meselelere çözüm aramak için kurulan Manuşi dergisinin genel yayın yönetmeni Madhu Purnima Kishwar’a göre, hükümetin bu tedbiri çok etkili olmayacak. Kishwar, buna gerekçe olarak hâmilelik döneminde bebeğin cinsiyetini belirleme testlerini yapan âilelerin, genellikle orta ve üst sınıfa mensup olmalarına dikkat çekiyor.

Kishwar’a göre, “Doğum oranları daha yüksek olan fakir âileler, bu yardımdan faydalanabilecekler, ancak bu sınıftaki âileler, zaten bu yola başvurmuyorlar.”

Purnima Kishwar, bunun daha çok kültürel ve geleneksel bir olay olduğunu, bu meseleyle sosyal projeler ve kampanyalar yoluyla mücâdele edilmesi gerektiğini vurguluyor. (BBC Turkish, 8 Mart 2008 tarihli haber)

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle