Rüya Tabirleri-3

Rüyaya yalan karıştırmamak…

Rüya gören kişinin rüyayı anlatırken, ona kat’iyyen yalan karıştırmaması gerekir. İbn-i Abbas’dan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Kim görmediği bir rüyayı, gördüm diye anlatırsa, yerine getirmesi mümkün olmayan bir işe, iki arpa tanesini birbirine düğümleme cezasına çarptırılır.” buyurmuştur. (Buhârî)

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- da, Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in:

İftiranın en büyüğü, kişinin kendi gözleri üzerine yaptığı iftiradır ki, «Ben gördüm.» der, halbuki bir şey görmemiştir.” buyurduğunu nakleder. (Buhârî)

Rüyanın insanlar üzerinde büyük bir tesiri vardır. Bu tesirden faydalanmak maksadıyla kişinin kendi çıkarları için görmediği bir şeyi gördüm diye ifade etmesi, hadis-i şerifte “en büyük iftira” olarak nitelendirilmektedir.

Müslim’in bir rivayetinde de, Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

Sizin en doğru rüyâ göreniniz, en doğru söz söyleyenlerinizdir.” buyurmaktadır. (Müslim)

Zira söz ve işi doğru olmayanların, rüyaları da genelde doğru olmaz.

 

Tabir için en güzel vakit

Rüya tabiri için en güzel vakit, fecr-i sâdığın doğuşu ile güneşin doğuşu arasındaki vakittir. Bundan dolayı olmalıdır ki, Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- sabah namazını kıldırdıktan sonra ashâbına döner ve:

 “-Bu gece rüya göreniniz var mı?” diye sorardı. Görülen rüya varsa anlatılır, Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de tâbir buyururlardı.

Çünkü bu vakit, hem tabircinin, hem de rüya sahibinin zihninin açık olduğu (yorgunluk ve dünya meşgalelerinden uzak olduğu) bir zamandır; hem de rüyayı gören insanın rüyasını bütün teferruatıyla unutmadan anlatabileceği bir vakittir.

Kerahat vakitlerinde ise, tabir yapmak uygun görülmemiştir.

 

Rüyada, Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i görmek mümkündür.

Ebu Hüreyre’den bir habere göre, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“Her kim rüyasında beni görürse, muhakkak o kimse hak ve gerçek olarak beni görmüştür. Çünkü şeytan, benim şekil ve hakîkatime giremez.” buyurmuştur. (Buhârî)

Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i rüyada görme konusunda ulemânın görüşleri birbirinden farklı olsa da, bilinen bir hakikat vardır ki; bu da şeytanın hiçbir sûrette Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sûretine girememesidir.

Şayet bunun aksi olup şeytan, dünyada O’nun -sallâllâhu aleyhi ve sellem- sûretine girseydi, hak ile bâtıl birbirine karışır, bu sebeple de Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e olan îtimat kalmazdı. Eğer uyku hâlinde Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sûretine girmiş olsaydı, rüyada onun adına yalan uydurması mümkün olur. Bu durum da insanların sapmalarına sebebiyet verirdi.

 

Sâdık rüya görebilmesi için bir kimsenin;

-İster gündüz, ister gece olsun abdestli olması,

-Yatarken sağ tarafına dönmesi,

-Yüzünü kıbleye çevirmesi,

-Gece ise yatsı namazını kılarak yatması tavsiye edilir.

Cünüplük ve âdet hâli, rüyanın sıhhatine engel olmadığı gibi kişinin müslüman olup olmaması da rüyanın sıhhatine mâni değildir. Dolayısıyla bu hâldeki insanlar da sahih ve sâdık rüyalar görebilirler.

-Yine bir kimsenin yatmadan önce şu duâyı okuması da güzel görülmüştür;

 

DUÂ GELECEK

Mânâsı: “Ey Rabbim!.. Bütün varlığımı Sana teslim ettim. İşimin tasarrufunu Sana havâle ettim, yönelişim Sanadır. Korkum da ancak Sen’dendir. Sen’in azâbından kaçıp sığınılacak ancak yine Senin rahmetindir. Ey Rabbim! İndirdiğin kitabına ve gönderdiğin Rasûl’üne îman ettim. (Âmin)”

Eğer kişi, bu duânın okunduğu gece vefat ederse, İslam fıtratı üzerine öleceği Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in verdiği müjdeler arasındadır. (Müslim)

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle