Hurma Hala -2-

“Kim her sabah yedi tane acve hurması yerse, o gün ona zehir ve büyü zarar vermez.” (Buhârî, Et’ime, 43; Müslim, Eşribe, 154)

“Kim aç karna yedi tane Medine hurmasından yerse, o gün o kimseye zehir ve büyü gibi şeyler zarar vermez. Eğer akşam yerse, sabaha kadar zehir ve büyü gibi bir şey ona zarar vermez.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 169; Beyhakî, Sünen, IX, 580)

Hazret-i Enes rivayet ediyor:

Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir sefere çıkmıştı. Ümmü Süleym de bu sefere iştirak etmişti. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- seferden döndüğünde Medîne’ye gece girmezdi. Medîne’ye yaklaştıklarında Ümmü Süleym’i doğum sancıları tuttu. Bu sebeple Ebû Talha onun yanında kaldı, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yoluna devam etti. Ebû Talha şöyle demeye başladı:

«Rabbim! Sen çok iyi bilirsin ki ben, Rasûlün ile beraber Medîne’den çıkmaktan, onunla beraber Medîne’ye girmekten son derece memnun olurum. Fakat bu defa bildiğin sebepten dolayı takılıp kaldım.»

Bunun üzerine Ümmü Süleym:

«Ebû Talha! Şimdi artık sancım kalmadı. Sen git.» dedi.

Biz yolumuza devam ettik. Medîne’ye geldiğimizde Ümmü Süleym’i yine doğum sancısı tuttu ve bir erkek çocuk doğurdu. Ümmü Süleym, bana:

«Enes! Bu çocuğu sen sabahleyin Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e götürmeden kimse emzirmesin.» dedi. Sabahleyin ben çocuğu alıp Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e götürdüm. Beni görünce:

«Herhalde Ümmü Süleym doğum yaptı.» buyurdular.

«Evet, yâ Rasûlâllah!» dedim ve çocuğu kucağına verdim. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Medîne’ye has acve hurmasından bir tane istedi. Onu ağzında iyice çiğnedi, sonra da bebeğin ağzına çaldı. Bebek yalanmaya başladı. Bunun üzerine Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

«Medînelilerin hurma sevgisine bakın!» buyurdular. Bebeğin yüzünü okşadı ve ona Abdullah adını verdi.” (Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe, 107; Beyhakî, Sünen, IV, 109)

 

Faydaları

Hurmanın, kalp ve damar hastalıklarından korunmada oldukça tesirli rol oynadığı ve yine kansere karşı koruyucu olduğu ispatlanmıştır. Şeker oranını ayarlayan tek meyvedir. Ayrıca şeker hastaları, şeker oranı az olduğu için “sugi” adlı hurmayı, gönül rahatlığıyla yiyebilir.

Hurma, üzerinde mikrop barındırmayan tek meyve sayılır. Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığına iyi gelir. “Kalp dostu” olarak bilinen elmada daha çok bakır ve çinko bulunurken, hurmada sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demir 2 kat daha fazla yer almakta, düzenli olarak tüketildiğinde ise kalp ve damar açıcı özelliğe sahip olduğu görülmektedir. Hurma, bedenî ve zihnî gelişmeye yardımcı olur. Kilo almak için hurma ve acurun birlikte yenmesi, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in tavsiyesidir.

Protein, yağ ve karbonhidrat (üçünü bir arada) içeren tek meyvedir. Vücudun yaşlanma belirtilerini azaltır. Hurma, cildi besler, hamilelik ve güneş lekelerini yok eder. İçerdiği demir sayesinde kansızlığa iyi gelir. B1, B2 vitaminlerinin bir arada bulunmasından dolayı karaciğeri kuvvetlendirdiği gibi sinir sistemine de iyi gelir. İçerdiği bol fosfor ve kalsiyum ile kemik hastalarına karşı koruyucu özellik taşır. Hurma çekirdeğinden öğütülmüş bir fincan kahve; zihin açıcı, dinlendirici bir tesir gösterir.

Hurma göz sinirlerini kuvvetlendirir. Ancak çok ciddi göz hastalarının daha az yemeleri gerekir. Hurmanın, kulak uğultusu, işitme kaybı gibi hastalıklarda da faydası görülmüştür. Yine hurma, bel ağrılarına iyi geldiği gibi, mesâne ve böbrek iltihabına da şifa verir. Hurma suyu, böbrek taşlarının düşmesini sağlar.

 

Hz. Meryem’in loğusalık yiyeceği

Hurmanın bir özelliği de hamilelik döneminde iyi bir besleyici olması ve doğumu kolaylaştırmasıdır. Rahmin kasılmasına sebep olan ve doğumu kolaylaştıran oksitosin hormonu, hurmada bol miktarda bulunur. Kur’ân-ı Kerîm’de de Hazret-i Meryem’e doğum öncesinde hurma yemesi tavsiye edildiği anlatılır:

“Derken doğum sancısı onu bir hurma dalına sürükledi. Dedi ki: «Keşke bundan önce ölseydim de, hâfızalardan silinip unutuluverseydim.» Altından (bir ses) ona seslendi: «Hüzne kapılma, Rabb’in senin altında bir su arkı kılmıştır. Hurma dalını kendine doğru salla, üzerine henüz oluşmuş taze hurma dökülüversin. Artık ye, iç, gözün aydın olsun.»” (Meryem, 23-26)

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de bir hadîs-i şerîflerinde loğusalık döneminde hurma yemenin öneminden bahsetmiştir:

“Kadınlarınıza loğusa (nifâs) döneminde hurma yediriniz. Kim loğusalığında hurma yerse onun çocuğu halîm (yumuşak huylu, akıllı ve ağırbaşlı) olur. Çünkü hurma, Hazret-i Meryem’in loğusalığındaki yiyeceği idi. Hazret-i Meryem vâlidemize Allah Teâlâ, kuru bir hurma ağacından mûcize olarak taze hurma ikram etmişti. Şayet (loğusa için) hurmadan daha iyi bir yiyecek olsa idi, Allah Teâlâ, onu Meryem’e ikram ederdi.” (Bkz: Ebû Nuaym, Tıbbu’n-Nebevî, II, 727; Fettânî, Tezkiretü’l-Mevzûât, I, 152)

Hurmanın hamilelikte ve doğum esnasındaki bazı faydaları şöyle sıralanıyor:

Yüksek miktarda glikoz ve nişasta ihtiva etmekte ve bu da hamile kadına güç vermektedir. Taze hurmada rahim adalelerini kuvvetlendiren ve doğumu kolaylaştıran bir madde vardır. Hurmada magnezyum, potasyum gibi sinir sistemini rahatlatan ve yorgunluğu gideren aynı zamanda doğumdan sonra kasları dinlendiren elementler vardır.

Stresi giderici, acı ve sancıyı hafifletici uyku ve rahatlamayı temin edici maddeler içerir. Bol miktarda kalsiyum içerir. Bu da doğum sonrası kanamayı durdurmaya yarayan önemli bir maddedir. Hurmada bulunan vitaminler, doğum esnasında kaybolan enerjiyi yeniden toparlamada önemli rol oynar. Doğum sonrası annede sütün bol gelmesini sağlayan potasyum gibi bazı maddeler de vardır.

PAYLAŞ:                

Nejla Bas

Nejla Bas

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle