Sunuş

Muhterem Okuyucularımız;

Şükürler olsun, bu yıl da “on bir ayın sultanı” olan Ramazan Ayı’na ulaştık.  Ramazan Ayı, oruç ayı, Kur’ân-ı Kerîm ayı, infak ve cömertlik ayı, mescidlere kapanıp îtikâfa çekilme ayı… İçinde “Bin aydan daha değerli” bir geceyi barındıran mukaddes, mübârek, ulvî bir ay…

Receb ve Şaban ayları ile iki aydır ruhumuz bu mânevî arınma ayına hazırlandı. Regâib, Mîraç ve Berat kandilleri, bu büyük ayın habercisi olarak birer kilometre taşı olarak karşımıza çıktı. İşte bir sene içindeki en faziletli günlere kavuştuk.

“Yâ Rabbi, Ramazan’ı hakkımızda mübârek kıl!..”

Evet, Peygamber Efendimiz böyle duâ ediyordu. Ramazan’ın getirdiği hayır ve bereketlerden hissedâr olmayı diliyordu. Bu duâ bizim için de çok önemli!.. Ramazan’ın bizâtihî hayırlar taşıması, biz de ona dâir bir iştiyak olmadıkça bir anlam ifade etmiyor. Bu, şakır şakır yağmur yağan bir mevsimde tabağını-çanağını ters çevirmek gibi bir şey… Yağan yağmurdan, inen rahmet ve bereketten istifade edememek!.. Toprak, nebât, hayvan ve bütün canlılar istifade ederken, mahrumiyet içinde kalmak!.. Ne acı bir şey!..

“Yâ Rabbi, Ramazan’ı hakkımızda mübârek kıl!..”

Bizi Ramazan’dan, Ramazan’ı da bizden memnun eyle!.. Orucumuz oruç, namazımız namaz, kıraatimiz Kur’ân olsun!.. İbâdetin hakkını verelim; gözyaşının, tevbenin, bedenimizin, ruhumuzun, sahip olduğumuz bütün emânetlerin hakkını verelim.

Bu sayımızda, Ramazanla ilgili bir dosya yapalım dedik. İtikafı, orucu öne çıkaran bir dosya… Unutulmaya yüz tutmuş olan bir sünnet olan “itikaf”ı canlandırmalıyız. İnşallah, bu konu hakkında ileride müstakil bir sayı yapmayı ümîd ediyoruz. Şimdilik sadece kısa bir hatırlatma yapalım istedik. Oruçla ilgili sorulara geniş bir yer verdik. Çünkü her Ramazan’da, birçok soru aklımıza takılıyor, sorup cevap alacak yerler arıyoruz. Belki birçok soru, geniş bir şekilde ilmihâl kitaplarında yer alıyor. Fakat onları araştırmak, nedense biraz zor geliyor. Bu yüzden biraz daha basit ve anlaşılır bir şekilde çokça sorulan sorulara cevaplar hazırladık.

Bu sayımızda yine gönül tellerinizi titretecek yazılar var. Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi, tarihî bir perspektiften “İhlâs ve Takvâ’nın Bereketi”ni gündemimize taşıdı. Fatma Hâle Liman hanım, “Güvenilir olma vasfı ile Müslümanlar” üzerine bir değerlendirme yaptı. Neslihan Nur Türk hanım, nân-ı azîze, ekmeğe duyulması gereken saygıyı gündemine aldı. 

Ve diğer yazılar…

Rehberlik, mutfak ve sizden gelenler bölümleri ile yeni bir sayı sizleri bekliyor.

Geçen sayımızda haber verdiğimiz, Halime Demireşik’in “Mü’minlerin Anneleri” adlı eseri, “Şebnem Kitapları”ndan bu ayın ortalarına doğru çıkmış olacak. Görünce çok beğenecek, okuyunca bir daha okumak isteyeceksiniz.

Gelecek sayıda buluşuncaya dek, Allâh’a emanet olunuz.

 

 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle