Stres Ve Depresyona Dair

 

Depresyon sık görülen bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Bu sıklık, yaklaşık her dört kişiden biri olarak ifade edilebilir. Buna karşılık depresyon, tedaviye cevap verir ve bu hastalığa yakalan kişilerin çoğu iyileşir.

Araştırmalar, dünyada 150 milyondan fazla insanın depresyondan acı çektiğini, en az 1 milyon kişinin her yıl intihar ettiğini, yaklaşık 25 milyonun şizofren, 38 milyonun epilepsi olduğu ve 90 milyon kişinin alkol ve madde bağımlısı olduğunu söylemektedir.

Son yirmi beş yılda toplumda depresyon görülme sıklığı, 10 ilâ 20 kat arasında artmıştır. Depresyon, özellikle gençler arasında giderek yaygınlaşmıştır.

Araştırmalar, depresyon sonucu, geçen yıl ABD’de 11 bin cinayet işlendiğini ve 28 bin intihar vakası görüldüğünü söylüyor.

Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Bankası ve Harvard Üniversitesi’nin araştırmalarına göre; 2020 yılında depresif bozukluklar, kalp hastalıklarından sonra, hayatı ikinci derecede etkileyen hastalık olacağını göstermektedir.

 

Çocuklarda Depresyon: 

Depresyon sadece yetişkinlerde görülmez. Çocuklar ve ergenler de depresyona girebilir. Çocukların yaklaşık % 5’inin depresyon geçirdiği bilinmektedir. Ergenlerin ise, % 5-10’unun depresyona mâruz kaldığı tespit edilmiştir. 4-11 yaş arası çocuklar da depresyona yakalanabilirler. Hatta bebeklerde bile depresyon görülebilir. Bir bebeğin geçirdiği ilk depresyon, bir kardeşe sahip olmakla başlayabilir. Bunda âilenin oluşturduğu model de etkilidir. Çocuğun karşısında, en ufak bir sıkıntıda, ağrıları tutan bir anne-baba varsa, çocuk da bunu öğrenir ve hayatına taşır.

 

Gençlerde Depresyon:

Ortalama olarak her 100 gencin 4’ünde ciddî depresyon belirtileri gözlemlenmektedir.                        

Gençlerde depresyon, mutsuzluk; kendini eksik, yetersiz, işe yaramaz hissetme, ebeveynlerle çatışmalar, huysuzluk, hayattan keyif almama, hırçınlık, saldırganlık, boşlukta olma hissi gibi belirtiler gösterir. Ayrıca yalnız kalma isteği, sebepsiz ağlamalar, aşk acısı yaşama, hayatı boş, anlamsız ve işe yaramaz bulma, gelecek kaygısı, âsîlik, ferdî ilişkilerde uyumsuzluk, kişilik karmaşası da sık rastlanılan belirtilerden.

Gençlerde Aşırı Cep Telefonu Kullanımı, Ürkeklik Ve Depresyon İşaretidir. Amerikan Psikiyatr Birliği’nin Toronto’daki konferansında sunulan bir araştırmaya göre, çok fazla cep telefonu kullanan gençler, korkak ve mutsuz hâle gelmektedirler. Araştırma sırasında incelenen 575 Koreli öğrenci, cep telefonunu günde en az 90 kez kullanmış. Yapılan gözleme göre, bu öğrenciler, günde 70 kez kullananlara kıyasla hem daha ürkek, hem de daha depresifler... Bu durumdaki öğrenciler ya korktukları ya da sıkıldıkları için cep telefonu kullandıklarını söylemişler.        

 

Kadınlarda Daha Fazla:

Depresyonun kadınlarda ortaya çıkış oranı daha fazladır. Depresyonla ilgili, tüm dünyada kadınların ergenlik sonrası, erkeklere oranla iki kat daha fazla risk altında olduğu ortaya çıkıyor.

Doğum Sonrası Depresyona Dikkat: Kadınların yüzde 10’u, doğum sonrasında ciddî depresyona giriyor. Doğum sonrası depresyon bir sendromdur. Kadın, gece uyuyamaz ve yemek yiyemez hâle gelir. Çocuğu ile hissî mânâda bir araya gelemez, çocuğunun varlığı âdeta onu rahatsız eder.   

 

Neden Bazı Kimseler, Daha Çok Depresyona Yakalanmaktadır?

Depresyondaki en önemli yatkınlık sebepleri “kalıtım” ve bazı “kişilik özellikleri”dir. Yakın akrabalarında depresyon olan kişilerin depresyona girme oranı  daha yüksektir.

Hangi Kişilik Özellikleri Daha Meyillidir?

Kimseyi incitmemeye, herkesi hoşnut etmeye çalışan; duygularını düşüncelerini çevresindekilere “kırılır”, “benden uzaklaşır” kaygılarıyla (özellikle öfke, kırgınlık gibi olumsuz duyguları) ifade edemeyen kişiler depresif duygu ve düşüncelerle baş etmekte güçlük yaşayabilmektedirler. Aşırı hırslı insanlar ile strese meyilli kimseler de depresyona yakındır.

Bencillik de Depresyonu Tetiklemektedir. Hemen hepimizde bir miktar bencillik vardır. Ancak psikiyatride “narsist kişilik” olarak tanımlanan ileri derecedeki bencillik, kişileri depresyona sürüklemektedir. Böyleleri, kendinden başkasının düşüncelerine önem vermeme, övgüye ihtiyaç duyma, kin, öfke ve kıskançlık duyguları sebebiyle depresyona çok müsait hâldedirler..

Duygularını coşkulu yaşayan insanlarda, anti-sosyal kişilik bozuklukları olanlarda, benlik değeri düşük, bağımlı kişilerde de depresyon ihtimali yüksektir.

 

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle