Hoş Geldin Yâ Şehr-İ Ramazan

Bir senedir hasretle beklediğimiz, Recep ve Şaban ayları mübârek iklimi ile daha çok heyecanlandığımız Ramazan ayına kavuştuk, elhamdülillah… Rabbimizin “Benim ayım!” buyurduğu Recep ayı ile dünya koşuşturma ve endişelerinden sıyrılmaya başladık. Peygamber Efendimizin kendi ayı olarak haber verdiği Şaban ayını tevbe, istiğfar ve ibadetlerle süsledik. Ve işte şimdi, binbir ziynetle süslenmiş Ramazan ayına ulaştık.

Hoş geldin yâ şehr-i Ramazan! Hoş geldin ey mübârek ay!

On iki ay içinde ayların en hayırlısı, en kârlısı, en bereketlisi olan Ramazan, yürek kapılarımızı açmaya, rûhumuzu ihya etmeye geldi. Elleri boş gelmedi, nice hediyeler getirdi.

Bu hediyelerin ilki, Kur’ân-ı Kerim’dir. Kur’ân-ı Kerim, bu ayda Peygamber Efendimiz’e indirilmeye başlamıştır. Kur’ân, Allâh’ın insanlara indirdiği sapasağlam bir ip ve saadet yollarına ulaştıran şaşmaz bir kılavuzdur. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bu ayı, Kur’ân ayı olarak görmüş; Cebrail -aleyhisselâm- ile mukabele şeklinde bu ayda Kur’ân-ı Kerîm’i hatmetmiştir.

Ramazan ayının ikinci hediyesi, oruçtur. Bizden önceki ümmetlere de farz kılınan oruç; insanı bedenî-nefsânî arzuların esaretinden kurtarıp mânevî bir iklime sokar. Zengin ile fakiri birbirine yaklaştırır. Toplumu kaynaştırır. Sahip olduğumuz nîmetlerin farkına varmayı ve sabrı öğretir. Bedenimizi, fazlalıklardan arındırır; yeteri kadar yeme-içmeyi ve kanaatli öğretir. Oruç, toplumun her kesimini içine alan bir mâneviyât mektebidir. Böyle bir mektebin diploması da, Allâh’ın rızâsına kavuşma beratıdır. İftar ve sahur heyecanları ile insanları heyecanla kuşatır.

Ramazan ayının bir hediyesi de namazdır. İnsanlar diğer vakitlerden daha çok câmi ve cemaate devam eder. Câmiler, her yaştan insanla şenlenir. Teravihler, teheccüdler coşkuyla ve her birlikte edâ edilir.

Bir hacca bedel, “Ramazan umreleri” ile mübârek mekânların o mânevî neşvesi yüreklere çekilir.

Ramazanın Müslümanlara bir hediyesi de cömertlik ve infak ruhudur. Başkasının hâlinden haberdar olma duygusunun sevkiyle sadakalar artar, zekâtları vermek için bu ay tercih edilir. İftar sofralarında lokmalar paylaşılır.

Ramazan ayının hediyeleri bitip tükenmez. Allah Teâlâ ile baş başa kalmak için mescidlerde îtikâfa çekilenler, gecelerini gündüz gibi ibadetlerle ve uyanık geçirenler, oruçlu iken kötü sözden, hata ve günahlardan kendini tutanlar sayesinde; şehirler, sokaklar en mes’ud günlerini geçirir.

Bin aydan daha hayırlı “Kadir Gecesi” ile, seksen küsur yıllık bir ömre bedel mükâfâtlara nâil olur, bu âhir zaman ümmeti… Nihayetinde kırgınlıkların unutulduğu, sıla-i rahmin taçlandığı sevinç günleri olan bayrama kavuşulur. Bayramın nihayetinde yeni bir Ramazan hasreti çöreklenir içimize…

Yâ Rab! Bizi Ramazan’ın feyz, bereket, rahmet ve mağfiretinden mahrum eyleme! Yâ Rab, Ramazan ayını bizden şikâyetçi eyleme! Bu aya girerken dağla günahı olsa da, Ramazan’ın nihayetinde tertemiz bu aydan çıkmayı cümlemize nasîb et. Âmin.

Hepimize kutlu olsun Ramazan. Şâd olsun yürekler. Kâvileşsin îmanlar!. Huzur bulsun tüm daralan Müslümanlar... Hoş geldin yâ mübârek Ramazan!

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle