Yüce Mevlâmız, bizleri her an sonsuz ihsânlarla rızıklandırıyor. Farkında olduğumuz ve olmadığımız binbir türlü sırla dolu olan mûcizevî hediyeler ihsân ediyor. Ve biz, âciz kulları, O’nun lutuf ve ihsânlarını, ikrâm ve in’amlarını saymaktan bile âci...
Bu yaz evlerimizi Erkam’ın evinin modeliyle süslesek nasıl olur dersiniz?.. Sanki yeniden îmân edercesine dirilsek, yarıp toprağı gün yüzüne çıksak. Bahar geldi. Nisan yağmurları yıkadı bütün âlemi… Her mevsim yağmur yağar; bu yağmurların kimi ya...
Burayı ilk gördüğümde her şey çok farklı gelmişti bana… Evleri, insanları, yolları… İlk defa vatanımdan ayrı bir memlekete gelmiştim. İlk zamanlar çok üzülmüştüm. Yalnız kaldığımı, annemden babamdan ayrı olarak günlerimin nasıl geçeceğini düşünmüştü...
Güzel kızım, unutma!.. Sâliha bir hanım olmak; incelik ister, fedâkarlık ister. Gönlündeki deryâyı coşturup inciler devşirmek gerek. Sevmek gerek hanımlığı, anneliği… Merhametli olmaya baş koymak, gönül tasınla bütün âleme serin, berrak bir yağm...
DERDİN DEVASIZI İbn-i Sinâ’ya: “–Dünyada devâsı olmayan bir dert var mıdır?” diye sorduklarında: “–Derdin devasızı, demiş; iyinin kötüye muhtaç olmasıdır.” KÜÇÜĞÜN, BÜYÜK CEVÂBI Hristiyan din adamlarından biri, ülkemize gelerek küçük bir çocu...
Yavuz Sultan Selîm Han devrinin ahlâkî yüceliğini gösteren pek çok vâkıa vardır. Mısır’a giderken Ordu-yı Hümâyun’un Gebze yakınlarından geçtiği yerler hep bağlık-bahçelikti. Sultan Selîm Han: “–Acaba askerlerim, sahibinden müsaadesiz üzüm ve elma k...
Çocuklara davranış husûsunda anne-babalar zaman zaman hatâya düşebilmektedirler. Meselâ herhângi bir mes’elede hep haksız görülen taraf çocuklar olmaktadır. Oysa onlardaki gerek noksanlık, gerekse olgunlaşma, anne-babaların eğitimlerinin bir aynasıdı...
Birgün, çelimsiz, küçük bir kız çocuğu, sokağın köşesine oturmuş; yiyecek, para, ya da alabileceği herhangi bir şey için dileniyordu. Üzerinde yırtık, pırtık giysiler vardı; yüzü gözü kir içinde ve perişan bir haldeydi. Kız dilenirken, sokaktan genç...
“Sevdiğimiz şeylerden vermedikçe asla iyiliğe erişemezsiniz.” (Al-i İmran, 92)
“Harâbât ehlini hor görme zâkir Defineye mâlik virâneler var.”
