Gönül Bahçesinden

NÂMIMI DEFTER-İ UŞŞÂKINDAN İHRÂÇ EYLEME

İnceden bir ney sesi… Derinden, Hüseynî makamında… O hâriç, bütün sesler susmuş. Hâmuşân, adı üstünde sessizler yurdu… Kabir, ruhlar… Ellerde Kur’ân, ağızlarda duâlar… Kalabalık, bir o kadar da sessizlik… Herkes ney sesi eşliğinde Mevlânâ’yı ziyaret...


YÂ KUDDÛS, YÂ SELÂM!

“Seyreyleyip yandım mâh cemâlini” (Yûnus Emre)   “Allâh’ım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı dileriz, râzı olduğun şeylere hidâyet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bile...


PENCEREMİN BUĞUSUNA YAZDIĞIM SATIRLAR

Kar taneleri, bir pamuk yumuşaklığında, âdeta havayı incitmemek için usul usul yeryüzüne merhaba derken, bu kış ortasında, kırmızı güllerden boncuk boncuk şebnemlerin süzülmesi düşünülemezdi elbette... Her bir meleğin taşıdığı kar tanesi beraberinde ...


AFFET

  “Cânı kim, cânânı için sevse cânânın sever Cânı için kim ki cânânın sever cânın sever” (Fuzûlî)   Kâinât, muhabbet üzere kurulu olduğu için; muhabbetten yoksun tek bir zerre, tek bir varlık hayal edemezdim. Lâkin gördük ki, öyle kimseler var ...


Gönül İkliminden İnciler

Cenâb-ı Hak, göklerde ve yerde olan her şeyi, bir takdir üzere halk etmiştir. En küçük atom parçalarından en büyük cesîm varlıklara kadar yaratılan her şey, bu ilâhî nizam dâhilinde hareket eder. Hiçbir varlık, “sünnetullah” veya “âdetullah” denilen ...


HUZUR SAHİLİNDE İNECEK VAR!

Gecenin aslında ne kadar uzun olduğunu hastalar ve dertliler en iyi bilir. Uyuyan bir insan, gecenin nasıl geçtiğini anlamaz bile!.. Uyku, ne çok derde ilaç ve gece, ne çok sırra perdedidir. Âmine de derin bir uykunun kollarında günün bütün yorgunlu...


HOŞGÖRÜNÜN BEŞ ALTIN KURALI

Karmaşa ve anlaşmazlık almış başını gidiyor, kimse birbirini tam olarak anlayamıyor ya da fazla anlaşmak istemiyoruz. Telefonda tartışıyoruz, trafikte tartışıyoruz, evde tartışıyoruz. Çocuklarımız okulda, bizler de onların veli toplantılarında tartış...


“EY GONCA AÇIL, MEVSİM BİTİYOR”

Ömür sermayesi... Hayatta en az kıymetini bildiğimiz, sınırlı, ama hiç bitmeyecekmiş gibi kullandığımız bir sermaye… Her geçen zaman, eriye eriye biten bir sermaye. Evet, bir gün bitecek... Sırtımızdaki buzdan sermaye her geçen saniye biraz daha eriy...


YARIN SANA GELECEĞİM!

Şaşacak ne var bunda: Deryâ “Ben”; âlem, “Babam”! Bu sebepten derinim, ondan büyüktür dalgam!   Zor olacak. Yine de içimde, pek cüsseli bir ümit, heybetli mi heybetli bir korkuyla el ele vermiş hâlde, Sana doğru yürüyeceğim. Sana, gazabını geçmiş ...


GÜNEŞ GİBİ, HEM AYDINLATMALI, HEM ISITMALI

Çocuklarımız… Doğumu ve yetişmesi oldukça meşakkatli olan çocuklarımız… Çiçek gibidir onlar… Emek, sevgi, sabır ve fedakârlık ister. Her çiçek değişiktir. Bazıları suyu çok sever, bazısı güneşi, bazısı ise her ortamda yetişir. Fakat bütün çiçekler ...