Edebiyat

Yakmayan Güneş

Bir ağustos gününde misafir olduğum ilçede bir arkadaşımla buluşarak gezmeye gidecektim. Etrafı pek tanımadığım için en uygun buluşma yerinin otogar olacağını düşündüm. Arkadaşımı bekletmemek için evden biraz erken çıktım, yürümek istedim. Mevsim yaz...


Nerelerdesin?

Bir kara gecedeyiz hepimiz. Gönlümüzdeki nurun farkına varmadan, zifiri karanlık geceleri yaşıyoruz. Hak’la beraber olmanın huzurunu çoktan unutmuş gönüllerimiz. Penceremizden dışarıya bakarken gözümüzün önündeki yaprağın müthiş yaradılışını değil de...


Arnavut Hayriye Begu Hanımefendi İle Mülâkât İslam’da Kendimi Buldum

  İslam’ın nuruyla aydınlanan pırıl pırıl bir yürek, gözlerinden sürekli akan şükür gözyaşları… İslam’a girdikten sonra başlayan zorlu imtihanlar… Ama öyle iman dolu ki gönlü, hiçbir zorluk yıldıramamış, hatta kat be kat arttırmış imanını!.. Adım ad...


Dede

Yalnızdı... Üzerinde yıllardır eskitemediği çizgili pijaması, yüzünde çizgiler... Kendi kendine konuşuyordu, her zaman olduğu gibi: “−Hay Allah! Yine elektrik kesildi. Ne de karanlık oldu birden bire... İnsan ürküyor. Bilmem mezarda ne olur halimiz?...


Büyüklere Masallar: Zemzem İle Medine

Bir varmış, bir yokmuş. Bu dünyada gerçekleri, çocuklar kadar iyi anlayan hiç kimse yokmuş. Masallar gerçekleri, gerçekler de masalları anlatınca; büyüklerin işi sayılmayacak kadar çokmuş. Bir zamanlar, iki hanım arkadaş yaşarmış. Gül bakışlı, oldu...


Büyüklere Masallar İyi Mi? Kötü Mü?

Bir varmış, bir yokmuş. Bu dünyada gerçekleri, çocuklar kadar iyi anlayan hiç kimse yokmuş. Masallar gerçekleri, gerçekler de masalları anlatınca; büyüklerin işi sayılmayacak kadar çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok güzel insanlar...


Beraberlik Sırrı

Bir tümseğin üzerinde otla bağlanmış birkaç demet taze gül gördüm: “–Bu değersiz ot ne oluyor ki; gül ile birlikte bulunuyor.” dedim. Ot ağladı: “–Sus, kerem sâhipleri arkadaşlığı unutur mu? Her ne kadar güzelliğim, rengim, kokum yoksa da bu gülle...


Aynalar

Aynanın karşısına geçmiş; burnuna dokunarak onu bazen çekiyor, bazen eğiyor, bazen yukarı kaldırarak;  “−Öff, öff! Bu dudaklara bu burun olmuyor. Şu yüze böyle uzun burun… Ne kadar da çirkin duruyor. Ne olurdu sanki şöyle hafif kısa, ince ve de kalk...


Şiir

… Ey kalbimdeki dinmeyen sızı… Gözlerimden akan sıcacık gözyaşı… Ey hasret ülkemin ateş-i aşkı. Ey aşk! Ey sevgili..! *** Hiç elinizdeki kalem çâresiz kaldı mı? Ya lisânınızda kelimelerin tükendiği oldu mu? Ya da hiç yüreğiniz yandı mı? Anlay...


Bir Kase Bal!.. (Uzeyle’nin Îmanı)

  “Artık sana emrolunanı açıkla!” âyet-i kerimesinin mûcibince, Rasûlullâh                -sallallâhu aleyhi ve sellem-, insanları İslâm dînine dâvet etmeye başlamıştı. Bu dâvete ilk mukâbelede bulunanlar, îmânın nûruyla gönlü aydınlanmış olanlardı....