Gazel

Ey olup Mîrâc bürhân-ı ulüvv-i şân Sana

Yere inmiş gökten istikbâl için Furkân Sana

“Ey mîrac, yüce şânına delil (olan)!.. Gökten Kur’ân Seni karşılamak için Sana inmiştir.”

Hin-i dâvâ-yı nübüvvet müddei ilzâmına

Câhil iken il Senin ilmün yeter bürhân Sana

“Sen’in nübüvvet dâvânda, dâvâcı isbatında câhil iken, Sen’in ilmin delil olarak Sana yeter.”

Kilk-i hükmün çekti harf-i sâir-i edyâna hat

Hükm isbât etti nefy-i sâir-i edyân Sana

“Hükmünün kalemi, diğer dinlere çizgi çekti. Diğer dinlerin ortadan kalkması, (Sen’in dininin) hükmünü (sâbit ve dâim olduğunu) Sana isbat etti.”

Bâki-i mûciz ne hâcet, dîn-i hak isbâtına

Âlem içre mûciz-i bâkî yeter Kur’ân Sana

“Hak dinin ispatı için ölümsüz bir mûcizeye ne hâcet!.. Bu dünya içinde bâkî mûcize olarak Sana Kur’ân yeter.”

Vasf-i Cibrîl-i emîn etmiş kabûl-i hizmetin

Sırr-i Hak keşfine onunla yetip fermân Sana

“Cibrîl-i Emîn, Sen’in hizmetini kabul etmiştir. Hakk’ın sırrını onunla keşfedip ferman etmen Sana yeter.”

Sensin ol hâtim ki ref’ etmiş cemi-i hâkimi

Hâtem-i hükm-i risâlet tapşırıp devrân Sana

“Sen bütün hükmedenler içinde en son yükselensin. Nübüvvet hükmünün yüzüğü, dönüp dolaşıp Sana gelir.”

Ol kadar zevk-i şefâat cevheri Zâtında var

Kim gelir arz-i hatâ mânide bir ihsan Sana

“Şefaat zevki, Senin mücevher Zâtında öyle var ki, Sana hatasını sunan, Senden ihsanla döner.”

Mâh-i nevdir yoksa, Sen kıldıkta seyr-i Âsmân

Kaldırıp parmak getirmiş âs-mân îmân Sana

“Sen, gökyüzünü gezip dolaştığında, parmağını kaldırıp Sana îman eden; yoksa gökyüzündeki hilâl olan Ay mıdır?”

Yâ Nebî, lūtfun Fuzûlî’den kem etme ol zaman

Kim olur teslîm miftâh-i der-i gufrân Sana

“Yâ Nebî! Afv ve mağfiret kapısının anahtarı Sana teslim edildiği o zamanda, lütfunu Fuzûlî’den esirgeme!” Âmin.

 

Kaynak için bkz: Kenan Akyüz-Süheyl Beken-Sedit Yüksel-Müjgan Cunbur; Fuzûlî Türkçe Dîvân, İş Bankası Yayınları, Ankara, 1958, sh: 130.

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle